Türkiye öyle bir çıkmaza girdi ki Mısır piramitlerinin dolambaçlı tünelleri yanında solda sıfır kalır.

Suriye “Türkiye’yi vururum” diyor. Türkiye “Biz hazırız” diyor. ABD “Biz asker göndermeden müdahaleye katılırız” diyor. Başta Suudi Arabistan olmak üzere Arap ülkeleri ABD ye “masraflar bizden” diyor.

Yani füzeler ABD den askerler Türkiye’den, masraflar Araplardan… ABD İncirlik’teki personelini ABD ye çağırdı. Oh ne âlâ memleket! İncirlik’teki personelini bile Türkiye’yi terk etmeye çağıran ABD Türk kanıyla ve Arap parasıyla zafer kazanacak! Rusya Akdeniz’e gemisini yolladı. PKK ve uzantıları “Türkiye Suriye’ye müdahale ederse PKK geri döner işler karışır” diyor.

Türkiye Suriye işgaline zaten can atıp gönüllü, yazıldı. Sonuçta Alavere dalavere garip Mehmet cepheye hesabına dönecek bu iş. Kabak yine gariban Anadolu’nun gariban Mehmet’i başında patlayacak.

PKK uzantıları; PKK nin sınırdan çekilmeyi durdurduğunu, Kürt açılımına yeni adımlar atılmazsa ve Türkiye Suriye’ye müdahale ederse çok kan akacağını duyurdu. Zaten çekilen yoktu ki, bekleyip ortamın olgunlaşmasını bekliyorlardı. Şimdi gözlerini yeniden birleşik Kürt devletine en azından özerklik kopartmaya diktiler.

İşin bir başka boyutu daha var. Suriye’den Türkiye’ye gelen sığınmacılar. Suriye sınırı yolgeçen hanına döndü. Yeterli kimlik saptaması ve arama yapılamıyor. “Sığınmacıyız” deyip Türkiye’ye gelenlerin sayısı her gün biraz daha artıyor. Kim kaçakçı, kim terörist, kim sığınmacı belli değil. Bu fırsattan yararlanan terörist ve kaçakçılar zaman- zaman sınırda askerlerle çatışmalara giriyor, petrol patlatıyorlar.

Arada zararı Türk vatandaşı çekiyor. Depremzedeler için ayrılan yerlere Suriye’den kaçanlar yerleştirilmekte. Birçok Suriye kaçağı parklarda yatıyor. Türkiye Irak’a kaçan Suriye kaçkınlarına yardım göndermeye hazırlanıyor.

Kendi sınırını, kendi vatandaşını korumada aciz kalan hükümet o kadar Suriye kaçkınıyla nasıl baş edecek? Elbet hükümetin de bir hesabı kitabı vardır zahir! Cari açık yama tutmaz hale gelmişken, Orta Doğu ülkeleriyle ticaret bitirilme noktasına getirilmişken, dış satım sıfıra yaklaşıp dış alıma yüklenmişken, yabancı iş adamları Türkiye’nin sırtından kazandığı sıcak parayı ülkesine alıp götürürken hükümetin hesabı kitabı ne olabilir ki?

Hesabı herkes biliyor da söylemeye korkuyor. Benden bu kadar, bunları da hükümet düşünsün diyeceğim ama kabak yine bizim başımızda patlayacak!