Prof. Dr. Kenan Peker

Prof. Dr. Kenan Peker

16 NİSAN ÜLKEYİ DEĞİL CHP Yİ BÖLDÜ

16 NİSAN ÜLKEYİ DEĞİL CHP Yİ BÖLDÜ

Mayıs ayında hem iktidar hem de muhalefet partileri yeni döneme göre şekillenecek. AK Parti'de Erdoğan revizyonu beklenirken; CHP'de kriz derinleşiyor.

Şaşırdık mı? Elbette hayır! CHP klasiği. Bütün değişimler sonrası bulanır, durulur ama kaldığı yerden devam eden bir zihniyet işte!

Mayıs ayı Kemal Kılıçdaroğlu yönetimindeki ana muhalefet için kabus ayına döndü. CHP, 16 Nisan hezimetimin ardından genel başkan Kemal Kılıçdaroğlu'na isyan bayrağını çekti. AK partiyi karıştırmak isterken kendileri karıştı. CHP'liler evet çıkarsa bölünürüz demişlerdi, bölündüler. Dengeler bozuldu, iç hesaplaşmalar öne çıktı. Başkanlık sistemi ülkeyi bölecek diye yaygara yaptılar ama kendileri HDP ile elele verdi. Sonuçta kaça bölündüler bilemiyorum.

16 Nisan’dan sonraki gelişmeler, CHP’de yönetim ve genel başkanlık koltuğunun yeniden tartışmaya açılmasını sağladı. Evet çıkarsa ülke bölünecekti ama ne tuhaf ki; CHP bölündü gitti. Tartışmanın fitilini ateşleyen isim Deniz Baykal oldu; Muharrem İnce ve PM üyesi Fikri Sağlar da bu tartışmaya katılan isimler.  Fikri Sağlar ve Deniz Baykal, kapının önüne konulmak üzere. İlk kurbanda kendisini diktatör olmakla suçlayan Mersin milletvekili Fikri Sağlar oldu.

CHP'de Kılıçdaroğlu'na yönelik muhalif sesler yükselirken, CHP Yalova Milletvekili Muharrem İnce, tartışmaları sürdürecek bir açıklamayı sosyal medya üzerinden yaptı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Fikri Sağlar’ın ihraç talebinin görüşüldüğü toplantıda, "Saray düğmeye bastı, bazı milletvekili arkadaşlarımız da buna alet oldu" ifadelerini kullandı.

Sanırım beyaz saraydan bahsetti. Kendileri yakın temasta malum. Cevap gecikmedi: İnce, "Bana Sarayın talimatıyla hareket ediyorsun diyen kişinin alnını karışlarım, dünyayı dar ederim, basiretsizliğinizi iftirayla kapatamazsınız” ifadesini kullandı.

Parti vitrinine yakın zaman önce çıkan, Kemal Kılıçdaroğlu’nun etkisiyle genel başkan yardımcısı ve parti sözcüsü olan Selin Sayek Böke ise görevlerinden istifa ederek hem bu yeni tartışma sürecine katıldı hem de CHP’de suların durulmayacağının işaretini verdi. 

Kemal Kılıçdaroğlu koltuğunu sağlamlaştırıyor bu şekilde. Koltuğunu korumak için önce tehdit ettiği muhalifleri şimdi de partiden atmak için harekete geçti.

Yani sizin anlayacağınız CHP'de işler karışık!

Bu ülkede CHP bölünür her daim bölünür ama millet asla. Tek millet, tek devlet, tek bayrak, tek vatan inancımızdan asla vazgeçmeyiz. Yani sonuç o ki; CHP'nin okları sağa sola saçıldı, tıpkı CHP zihniyeti gibi. Devam edin birbirinizi yemeye. En iyi yaptığınız iş. Asla Ak Parti gibi reformist bir parti olamayacaksınız. Millet de bunu çok iyi biliyor.

16 Nisan’da hayır cephesinde elde edilen yüzde 48.6’lık oy oranı, bu yönde iç hesaplarını güçlendirdi. Oy yüzdesinin tamamını kendilerine ait sanıyorlar galiba.

Bütün bu yaşananlar onların deyimi ile; tiyatro veya senaryo. Bunu pompalayanların amaçları var elbette. Tesadüf değil asla. Fitne ateşini tutuşturmak yegane amaçları. Maya tutarsa Erdoğan'a 2019, 2023, 2053 ve 2071 hayallerine ulaştırmayacaklarını düşünüyorlar. Ana muhalefet ve arkasındaki Batı sistemi, 2019’a ince hesaplarla, kurnazlıkla, hilelerle, tuzaklarla ilerliyor. Bütün tuzaklarınıza rağmen bugünlere gelebildiysek; bizi daha güzel günlerin beklediğine inancımız sonsuz Allah'ın izniyle.

Tuzaklarla, hilelerle mücadele ederek bugünlere gelen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın geleceğe yönelik hazırlıkları muhalefetin ve batının bütün hesaplarını boşa çıkaracak.

Ak Parti her değişiklikliği halka, CHP ise ABD' ye soruyor. Milli ve yerli olmak başka bir şey. Selin Sayek Böke istifadan önce ABD'nin Ankara Büyük Elçisi ile görüştüğü iddia ediliyor. CHP'nin Genel Başkanı olması için düğmeye basıldı anlamı çıkıyor buradan. Parti sözcüsü ve ekonomisinden sorumlu Selin Sayek Böke zehir zemberek bir açıklama yaparak partisinden istifa etti. Kemal Kılıçdaroğlu yönetimine karşı yaşanan parti içi rahatsızlıkların boyutunu ortaya çıkardı. CHP yönetiminde krizin derinleşeceği yeni istifaların yaşanabileceği ve sürecin olağanüstü kongreye dönüşebileceği konuşuluyor.

Şimdi soruyorum? CHP tarihinde hiç bir zaman gerçekten demokrat olduğunu iddia edebilecek var mi? Cevabınızı duyar gibiyim. Hayır değil mi?

Asıl amaç 2019’a kadar Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı devirecek bir infial oluşturmak ve AK Partili seçmenini olumsuz manada etki altında bırakmak.

Bir kez daha görüldü ki, iyi niyetle yola çıkmayanların sonu pek hayırlı olmuyor. CHP Atatürk'ün yolundan gitti olmadı, İnönü'nün yolundan gitti olmadı, Fetö'nün yolundan gitti olmadı. Hak yolundan gitmeyi öğrendikleri gün doğru yolu bulacaklar inşallah.

Türkiye'nin bir Müslüman ülke olarak yükselmesini istemezler çünkü din kardeşleri haçlılar üzülür. CHP Türkiye’nin önündeki en büyük prangadır. Yani CHP her şeye muhalefet. Köprülere hayır, yollara hayır, demokrasiye hayır, büyük ve güçlü Türkiye'ye hayır... Havada, karada, denizde ne yapılırsa hayır! Yüzyıl önce ne ise anlayış; hala aynı.

Aynıda devam edecek, anlaşılan ne köy ne kasaba olur bu zihniyetten.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Prof. Dr. Kenan Peker Arşivi