SALI HADİSİMİZ
Âişe radıyallahu anhâ’dan rivayet edildiğine göre, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’e bir adam:
- Annem ansızın öldü. Öyle sanıyorum ki, şayet konuşabilseydi, sadaka verilmesini vasiyet ederdi. Şimdi ben onun adına sadaka versem, sevabı ona ulaşır mı? diye sordu. Nebî sallallahu aleyhi ve sellem de:
- “Evet” buyurdu.
(Buhârî, Cenâiz 95, Vasâyâ 19; Müslim, Zekât 51. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Vasâyâ 15; Nesâî, Vasâyâ 7; İbni Mâce, Vasâyâ 8)
AÇIKLAMALAR
Hz. Peygamber’e bu soruyu soran sahâbînin Sa’d İbni Ubâde olduğu kaydedilmektedir. Bu sözlerde, vasiyet etmeden ansızın ölmenin sakıncalı olduğu kuşkusu sezilmektedir. Hz. Peygamber’e bu soruyu yönelten sahâbî, annesinin vasiyette bulunmamasına ansızın ölmesini sebep göstermekte, konuşmaya fırsat bulsaydı hayır hasenât yapılması için vasiyet edeceğinden büyük ölçüde emin olduğunu bildirmektedir. Hz. Peygamber, vasiyet yapmadan ansızın ölmenin iyi olmadığını söylememiş ölü adına yapılacak iyiliğin sevabından ölen kimsenin istifade edeceğini bildirmiştir. Binaenaleyh vasiyetsiz bir ölümün garipsenecek, ayıplanacak ve hayıflanacak bir yönünün bulunmadığını da göstermiştir.
Şu bir gerçektir ki ansızın ölüm, tövbe, istiğfar ve vasiyyet gibi iyi işler yapmaya engel olduğu için pek arzu edilmez. Hayra engel olma yönüyle hoş karşılanmaz. Yoksa hayır hesenât yaparak yaşayan bir mü’min için bunun esef edilecek hiçbir yanı yoktur. Hatta ansızın ölüm, “Mü’min için bir rahatlamadır.”
Ölmüşler adına yapılacak her türlü iyiliğin ve ibadetin sevabının onlara ulaştığı kabul edilmiştir. Hatta Hz. Peygamber’in, “Sizin hediyeye sevindiğiniz gibi ona sevinirler” buyurduğu nakledilmiştir.
HADİSTEN ÖĞRENDİKLERİMİZ
1. Ölüler için dua etmek, onlar adına hayır hasenât yapmak sadaka vermek câizdir.
2. Adlarına yapılan iyiliklerin sevabı ölülere ulaşır.
3. Geçmişlerimizi hayırla anmak görevlerimizden biridir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.