Basında konuşulmayacak iki konu
“İnsanlara ne kadar anlatırsan anlat anlayabilecekleri kapasiteleri kadardır”. Yani “1Lt.lik bir sürahiye isterseniz 10 Lt. su dökün sonuçta o sürahide 1 Lt. su olacaktır”.
ÜNİVERSİTE VE FUHUŞ AYNI CÜMLEDE OLABİLİR Mİ?
Geçtiğimiz hafta Sakarya Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim üyelerinden Prof.Dr. Ebubekir Sofuoğlu’nun bir yerlere yaranmak üzere haddini aşan konuşması epeyce tartışılan bir konuydu. Prof. Sofuoğlu konuşmasında “Türkiye’deki insanların Araplara baktığı gibi Avrupalıların da Türklere öyle baktığından falan bahsediyor. Bu arada kendisinin bu fikirde olmadığını Müslümanların kendisi için önemli olduğunu diğerleriyle de barış içinde olduğunu laf arasında belirtti. Bu arada Avrupa’nın barbar olduğundan, Fransa’nın Ermenileri, PKK’yı ve İttihatçıları da desteklediğinden bahsetti. Sanki Türklere sadece ihanet eden Araplarmış gibi davranıldığını ifade etti. Arap düşmanlığı yapılarak hedef saptırtmak varmış. Daha ilginç şeyler de var, Sayın Erdoğan olmasaymış, “Molotof yasası değiştirilecekmiş, Davutoğlu imza bile atmış” falan filan… Yani Bu tarih akademisyeninin, bilimsellikten çok uzak, bir yerlere yaranma konuşması sadece üniversitelerle ilgili değildi.
Gençlik konusuna Z kuşağıyla giren değerli(!) Hoca “Z kuşağının temelinde hedonizm vardır” diye lafa girdi. Ak Parti’ye yaranmak adına saçmalayan Hoca’ya bir kere sırf bu lafıyla ilgili olarak Ak Parti içerisinde bulunan genç milletvekilleri, hatta değerli hemşerimiz Selman Özboyacı da sonuna kadar tepki göstermelidir. Ben şahsen ne Ak Partili gençlikte, ne CHP’li, ne MHP’li ne de diğer partili partisiz gençlikte “hedonist” bir yapı görmedim. Bu gençlerimize de haksızlık olur. Ve de daha ilginci aynen şöyle kullanıyor cümleyi “Yapıları, Sayın Cumhurbaşkanımız da vurguladı, nerdeyse fuhuş evleri…” Orada katılımcılardan birinin itirazı üzerine de “gördüğüm var” diye bir de tabiri caizse “tüy dikiyor”. İtirazlara karşılık yine geri dönmüyor “siz nerede yaşıyorsunuz anlamıyorum, gelin ben sizi gezdireyim” diye ısrarcı oluyor.
Kısacası kahvehanede oturduğunuzda duyacağınız dedikodu ve hezeyanları bu hocadan dinlemiş olduk. Ve sonucunda da akademisyenlikten uzak tespitleriyle, bizler gibi üniversitede çocuk okutmaya çalışan aileleri de üzmüş ve sinirlendirmiştir. Ben eminim ki her ne kadar iki lafından biri Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yaranmak için, onun adı olsa da, Cumhurbaşkanı da artık bu tür insanları yanında istemeyecektir.
HAMZA YERLİKAYA’YI ÇOK SEVERİM
Kendi babamın da eski bir güreşçi ve eski bir güreş hakemi olması nedeniyle güreşe karşı her zaman ayrı bir ilgim olmuştur. Dolayısıyla da güreş sporuyla uğraşanları genelde takip etmişimdir. Hamza Yerlikaya’yı da 1991’de Kanada’daki 16 yaş altı dünya dördüncülüğünden beri takip ederim. 1993 büyükler Avrupa şampiyonasına katılamayacakken o zamanın federasyon başkanı Sadettin Tantan’ın isteğiyle katılmış ve ikinci olmuştu. Yine 1993’te 17 yaşında Stokholm’de Dünya şampiyonluğunu kazanmıştır. Ve FILA “Asrın Güreşçisi” unvanını vermiştir. Ve güreşteki başarılarıyla tüm Türk insanının gönlünde taht kurmuştur. Ve sonra maalesef diyorum siyasete girmiştir.
2007 yılında Sivas’tan Ak Parti adayı olan Hamza Yerlikaya, 23. Dönem Ak Parti Sivas Milletvekili olarak görev yapmıştır. Ardından Cumhurbaşkanı Başdanışmanlığı görevine getirilmiş. Aynı zamanda Temmuz 2018’de Gençlik ve Spor Bakan Yardımcısı olarak atanmıştır. Haziran 2020’de de Vakıfbank yönetim kurulu üyesi olmuştu.
Şimdi Hamza Yerlikaya’nın lise diplomasının sahte olduğu mahkeme kararıyla ortaya çıktı. Ve şimdi ne olacak acaba? Yani lise diploması sahte olan birinin üniversite diplomasının geçerliliği ne olacak? Üniversite mezunu sayılacak mı? Üniversite mezunu şartı dahilinde aldığı görevler ne olacak? O görevlerden edindiği maaşlar ve diğer ücretler ne olacak? Normal şartlar altında “bu görevlerin hepsi sona erer. Bu görevlerden kazandıklarını da Devlet geri ister.” Diye biliyoruz ama bakalım bu sefer durum ne olacak?
Ben Hamza Yerlikaya’nın da, onun gibi başarılı toplum önündeki insanların da siyasete girmesini istemiyorum ve hiç istemedim ama maalesef siyasi ikbal peşinde koşmak ülkemizde bir kurtuluş yolu olarak gözükmekte, sorun da sanırım buradan kaynaklanmaktadır.
Dostlukla kalın.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.