Zaman ürkütücü bir şekilde hızlı geçiyor. Haftanın ne zaman başlayıp ne zaman bittiğini fark edemiyoruz. Bir de bakıyoruz ki yıllar geçmiş…

Peki zamanın hızlı geçişi insanı neden ürkütür? Herkesin farklı yanıtları olabilir ama ben yeterince öğrenemeden, öğrendiklerimi uygulayamadan dünyadan göçüp gitmekten dolayı zamanın hızlı geçişinden ürküyorum. Yoksa ölüm Allah’ın emri…

Günümüz dünyası da öyle bir noktaya geldi ki öğrenmenin de sonu yok. Sürekli gelişen bir teknoloji ve ona ayak uydurma çabası…

Şimdi de herkesin dilinde bir “yapay zeka”. Yapay zeka aşağı, yapay zeka yukarı derken bu iş her geçen gün daha da ilerliyor. Kısacası yapay zeka, zekalıların en zekisi olma yolunda hızla ilerliyor.

Tabii bu yapay zeka ilerledikçe emekten de uzaklaşılıyor. Birçok meslekte gerçek zekanın yerini yapay zekanın alacağı ifade ediliyor.

“Beyine inanın, insana inanın” diyeceğim ama insan da anca savaş çıkarıp, “o senin”, “bu benim” diye birbirini kesiyor. Koca dünyayı paylaşamadığı gibi, bir de dünyayı kirletiyor, iklim değişikliğine neden oluyor vesaire. Böyle düşününce de “Aman iyi, yapay zeka gelişsin” diyorum.

Yapay zeka, gerçek zekanın yerini alınca iyi mi olacak yoksa kötü mü olacak çok da kestiremiyorum açıkçası.

Sosyal medya da dahil olmak üzere tüketim alışkanlıklarımızı göz önünde bulundurursak bu yapay zeka işine iyice bağımlı oluruz orası kesin.

Ha, tüm bunlar olurken neler değişmeyecek?

Enflasyon, işsizlik, adaletsizlik.

Ben kendimi bildim bileli bitmek tükenmek bilmeyen sorunlar bunlar.

Dünyada olup bitenlere entegre olmada gayet iyiyiz, alışkanlıklarımızı hızla değiştiriyoruz fakat başta ekonomi olmak üzere sorunlarımızı ortadan kaldıramıyoruz.

Yapay zeka bu sorunları çözer mi? Yok.

Fakat çok kişiyi de işinden edip, işsizliğe katkı sağlayacağı da malum…

Esenlikler.