Lübnan değişecek mi?
Lübnan değişecek mi?
Geçtiğimiz gün Lübnan’ın başkenti Beyrut’ta 2750 tonluk amonyum nitratın patmaması sonucu birçok kişi ölürken, binlerce kişi de yaralandı. Beyrut, yani Doğunun Paris’i denilen yer, İkinci Dünya Savaşından bu yana hep iç savaşın olduğu bir bölge. Burada kan ve gözyaşı çok az zamanlarda durdu. 2016’dan sonra Beyrut artık eskisi gibi savaş ve kaosun yeri olmaktan kendini sıyırdı ve huzurlu şekilde kalkınmasını sürdürdü. Şimdi ise komplo teorisyenlerine göre patlama, bir saldırı olarak nitelendiriliyor. Artık bundan sonra Lübnan nasıl bir yol izleyecek hepimiz merak ediyoruz. Beyrut patlaması öncesi Lübnan’daki siyasi ve ekonomik tablo yukarıda da görüleceği üzere hiç iç açıcı değildi. Patlamayla birlikte Başbakan Hassan Diyab’ın da ifade ettiği gibi içeride “büyük bir imtihan verilecek” ve kimlerin siyasi sahnede kalıp kimlerin silineceğini de gösteren bir süreç olacak. Hizbullah’ın limanı kontrol ettiği iddiası ve patlayıcı dolu depoyla bir alakası olduğu eğer somut verilerle desteklenir ve soruşturma dosyasında yer alırsa bu Hizbullah açısından epey sıkıntılı bir sürecin başlaması demek. Siyasal açıdan hükümet değişimine yol açması muhtemel olan bu patlama, ekonomik açıdan ise yeniden inşa sürecinin dış yardımlar üzerinden yürütülmesini zorunlu kılacak. İran bu dönemde yeterli maddi desteği sunamazsa İngiltere, Fransa, Suudi Arabistan karşısında etkisini kaybedebilir ve müttefiki Hizbullah’ın zayıflamasına sebep olabilir. Hizbullah’la ilgili olarak bir diğer önemli mesele de uluslararası mahkeme tarafından Refik Hariri suikastının faillerinin tespitiyle ilgili nihai kararın açıklanması. 18 Ağustos’ta açıklanacak nihai kararda eğer mahkeme, yargılanan Hizbullah üyelerine “Refik Hariri suikastını düzenleme” suçundan ceza verirse hem Hizbullah hem de Hizbullah’ın desteklediği Diyab hükümeti ülke içinde ve dışında meşruiyet krizi yaşayabilir.
Son olarak bu dönemde Lübnan’daki bölgesel rekabetin etkileri “yardım” meselesiyle öne çıkacaktır. Halk açısından ise daha önce sıkça dile getirilen mezhepsel sisteme yönelik itirazların patlama sonrasında daha da şiddetlenmesi bekleniyor. Zira sistemin bu haliyle siyasal elitlerin Lübnan’ı felakete sürüklemesine sebep olduğu düşüncesi şimdiden dillendirilmeye başladı. Lübnan’ın önde gelen gazetelerinden An-Nahar, patlamayla ilgili haberi “Başarısız devlet kendi kendini vurdu” başlığıyla verdi. Yaşanan bu büyük tahribattan sonra Lübnan’ın tekrar ayağa kalkabilmesi ise içerideki siyasi değişimin yumuşak bir şekilde gerçekleştirilmesiyle mümkün.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.