GIDA GÜVENCESİZLİĞİ
Son zamanlarda ülkemiz gündeminde de sıklıkla karşımıza çıkan ‘’gıda güvencesizliği’’ konusu hakkındaki fikirlerimi paylaşmak istiyorum sizinle bugün.
Gıda güvencesizliği en sade tanımıyla; aktif ve sağlıklı bir yaşam ile normal bir gelişim için gerekli ve yeterli miktardaki güvenli, besleyici gıdaya sürekli erişimden yoksun kalma durumudur. Toplumda gıda güvencesizliği yaşayan, yetersiz beslenen bireyler üretkenliklerini, eğitim performanslarını, işe katılımlarını azaltabilecek ve hatta iş kayıplarına yol açabilecek stres ve endişe duyguları yaşamaktadırlar. Hane halkının gelirinde, artan fiyatlar ile birlikte oluşan azalma, kaçınılmaz olarak ekonomiyi yavaşlatır. Dünyamızda şu an gıda güvencesizliğinden ötürü kıtlık yaşayan birçok ülke mevcut. Bunun en büyük örneği ise şüphesiz ki Afrika ülkeleri. Gıda kıtlığının sebepleri doğal ve beşeri olmak üzere iki grupta sınıflandırılabilir. Doğal sebeplerde üst sıralarda yer alan unsur kuraklıktır. Sonrasında bitki hastalıkları ya da bitkilere dadanan zararlı haşereler, aşırı yağmur ve taşkınlar, mevsimsiz soğuklar sıralanabilir.
Beşeri unsurların asıl sebebi ise savaşlardır. Günümüzde herkes tarafından bilindiği üzere dünyanın tahıl ihtiyacını yüksek oranda karşılayan iki ülke Rusya ve Ukrayna yaklaşık 5 aydır devam eden bir savaştalar. Temel besin maddelerinden biri olan tahılın sevkiyatının durması ise özellikle Afrika başta olmak üzere, çoğu ülkeyi gıda kıtlığı ile karşı karşıya kalma riskinde bıraktı. Bu kıtlığı önlemek, sorunu çözmek adına ise tahıl üretiminin bol olduğu Rusya ve Ukrayna'dan gemilerle diğer ülkelere ulaşması için ülkemizin de büyük katkısının olduğu ve İnşallah anlaşma süresince ve sonrasında da hayırlara vesile olacak bir tahıl koridoru oluşturuldu. Ve Birleşmiş Milletlerin gözetiminde Türkiye’nin ev sahipliğinde İstanbul’da, tahıl yüklü gemilerin Ukrayna limanlarından güvenli bir şekilde ayrılmasını sağlamayı hedefleyen Tahıl Sevkiyatı Anlaşması imzalandı.
Bu anlaşma elbette ki gıda kıtlığını önlemek için tek başına yeterli değildir. Bizlerin de üstüne düşen küçük de olsa etkili çok iş var. Öncelikle elimizdekini paylaşmayı, yardımlaşmayı öğrenmeliyiz. Hiç bir şeyde olmadığı gibi gıda da fazlaya kaçmamalı elimizde 2 varsa 1’ini yardıma muhtaçlara vermeliyiz. Çevremize iyi bakmalı, iklim dengesini bozmamak adına çevreye duyarlı davranmalıyız.
Açlığın, hiç bir kıtlığın yaşanmadığı bir dünya dileğinde bulunarak da cümlelerimi bitirmek istiyorum.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.