Bir Boykot Furyasıdır Gidiyor
Sosyal medyada boykot paylaşımlarından geçilmiyor. Paylaşan paylaşana. Neleri boykot edeceğimiz listelerine de boy boy yer veriliyor. Öyle bir hava oluşturuyorlar ki bu ürünlere boykot yapsak, tüm sorunlarımız bitecek. İsrail Gazze’de yenilecek.
Bu tür paylaşımları hayret ve ibretle izliyorum. Kimse kusura bakmasın, bu boykot furyası beyhude çabadan başka bir şey değil, aynı zamanda acizliğin bir göstergesi. Faydası olmayan, arkası düşünülmeyen, sadra şifa olmayan belki de zararı olacak paylaşımlardır bunlar.
Boykot yapılan ürünler dışarıdan ithal gelse, ithalatı durdurursun. Almadığın ürün de o ülkenin elinde kalır. Ülkede olmadığı için kimse alamaz. Boykot da böylece hedefine ulaşmış olur.
Liste liste yayımlanan İsrail ve ABD ürünlerinin hepsi bildiğim kadarıyla bu ülkede üretiliyor. Bunlar çok uluslu şirketler. Sadece bu ülkede değil, hemen hemen her ülkede varlar. Bunlara dış sermaye diyebiliriz. Ekonomik sıkıntıda olan ülkemiz de yabancı sermaye gelsin de sıkıntıdan kurtulsak diye adeta ülke ülke geziyor.
Diyelim ki bu ülkede üretilen ürünleri boykot ettik. Alıcısı olmadığı için zarar eden firma ülkemizdeki fabrikasını kapatma kararı aldı. Çalışanlar ne olacak? Fabrika kapatıldığı için işçilerin işine son verilecek. Çünkü her birinde binlerce çalışan ve evine ekmek götüren var. Kim bu çalışanlar? Yahudi ve Amerikan olmadığını, hepsinin bu ülkenin insanı olduğunu hepimiz adımız gibi biliyoruz.
Merak ediyorum, boykot uyguladığımız ülkenin firması iflas edince ya da sermayesini başka ülkeye kaydırınca bu ülkedeki çalışanlarının işine son verdiğinde, boykota öncülük yapanlar ve boykota katılanlar aramıza yeni katılan bu işsizler ordusuna iş verebilecekler mi? Fabrikanız kapatılırsa, işiniz hazır diyebiliyor muyuz? Ya da bu işsizler ordusu yeni iş buluncaya kadar bu boykotçu taifesi ekmeğini bu işsizlerle paylaşacak mı? Gel kardeşim, evim evin, aşım aşın diyebilecek mi?
Her İsrail, ABD, Fransa vb. ülkelerle gerilim yaşandığında maalesef elimizdeki tek sermaye onların mallarına boykot uygulamaktır. Temcit pilavı gibi bu boykot önümüze düşer. Daha doğrusu bir el servis eder. Bugüne kadar bu boykotlardan dolayı batan bir firma görmedim. Hiçbiri aman şu boykotu kaldırın, öldük bittik deyip tamam siz haklısınız demedi. Bildiğim kadarıyla üst perdeden Fransız mallarını boykottan dolayı İstanbul’da faaliyette bulunan bir Fransız firması şubesini kapattı. Haliyle çıkış verilen işçilere iş veremedik. Ama problem değil bizim için.
Bence boykot yaparken saman alevi gibi bu işe kalkışılırken bu işin önü ve arkası düşünülmeli. Devlet bir taraftan yabancı sermaye gelsin diye kendini paralasın. Bizim insanımız bu firmalarda iş bulabilmek için çaba sarf etsin. Biz de bizden ürken, bizden kaçan yabancı sermaye başka ülkeye kaçar, insanımız da işsiz kalır demeden boykota kalkıyoruz.
İnanın, boykota verdiğimiz eforun onda birini boykot yaptığımız ülkelerin ürünlerinin emsalini, aynısını kendi öz mahsulümüz olarak üretmeye versek olmaz mı? Üstelik kötü komşu mal sahibi yapar atasözünü de çok iyi biliyoruz. Ama kim üretecek? Boşa kürek çekmek varken o ürünleri aynı kalitede üretmek neyimize bizim. Kendimiz üretirsek, yarın bu ülkelerle mücadele etmek için neyi boykot edeceğiz değil mi? Benimki de laf işte.
Hoş, bir siyasimiz kızdığı için öp öz yerli bir zincir markete bile bu milletin çoğu boykot uyguladı. Değil ki yabancı sermayeye uygulamasın. Sonu ne olur, bu ülkeye pahalıya patlarmış, hiç önemli değil bizim için. Zira boykot boykottur. Yeter ki kalabalığa uyalım. Bunun için uydum kalabalığa demek yeterli.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.