Selçuk Üniversitesi Mevlana Araştırmaları Enstitüsü ile Edebiyat Fakültesi iş birliğinde gerçekleştirilen konferansta, Prof. Dr. Adnan Karaismailoğlu Mevlana'nın gönül dünyası, edebi mirası ve çağlara aktarılan evrensel iletisini konuştu.

Selçuk Üniversitesi Mevlana Araştırmaları Enstitü Müdürü Prof. Dr. Nuri Şimşekler ve Selçuk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ali temizel tarafından katılımcı Prof Dr. Adnan karaismailoğlu’na teşekkür belgesi ve plaket takdimi gerçekleştirildi.

Prof. Dr. Adnan Karaismailoğlu konuşmasında Mesnevi’den seçtiği beyitler üzerinden Mevlana'nın insan merkezli bakış açısını ve “gönül medeniyeti” penceresini yorumladı. Konuşmada Mevana'nın insanı kendi iç alemini keşfetmeye yönelten mesajları öne çıktı.
Karaismailoğlu, Mevlana’nın "Bu dünya kapıcıdır; gönül ise ırmak gibidir; bu dünya odadır, gönülse şenlenecek şehirdir" sözleriyle insanın kendi iç dünyasını unutmaması gerektiğini dile getirdi. Mesnevi’den örneklerle gönül zenginliğinin, insanın sahip olduğu en büyük imkân olduğunu vurguladı.
“İmkanların Farkında Olmayan İnsan Kendini Yoksul Sandı"
Özellikle Mesnevi’de geçen ve fotoğraflarda da yer alan hikayelerin yorumlanması salonda dikkatleri çekti. Karaismailoğlu, Mevlana’nın “Başının üstünde ekmek dolu bir sepet var, sen ise kapı kapı ekmek istiyorsun” benzetmesiyle insanın sahip olduğu değerleri göremediğini anlattığını yansıttı.
Prof. Dr. Karaismailoğlu, bu örneklerin Mevlana’nın insanı kendine yönelmeye çağıran güçlü çağrılarını barındırdığını belirtti:
“Atın altında at arayan kişiye verilen cevap aslında çağlar ötesi bir uyarı niteliğindedir. İnsan, sahip olduklarının farkına varmadığı sürece kendini eksik hisseder.”
Mevlana’nın Öğretilerinin Günümüze Yansımaları Ele Alındı
Karaismailoğlu, Mevlânâ’nın yalnızca bir mutasavvıf değil, aynı zamanda güçlü bir edebiyat ve kültür şahsiyeti olduğunu belirtti. Mesnevî’nin hikâye diliyle insanın ruhuna dokunan yapısının, Mevlânâ’nın çağları aşan etkisini açıklayan önemli bir unsur olduğunu ifade etti.