İnsan Sâdece Etten ve Kemikten İbâret Değildir

Dengeler geldi dengeler, ölçüler geldi ölçüler, karşılıklı haklar geldi haklar.

Duyduk duymadık demeyin!

Teninde, ruhunda hakkını rahatlıkla alabileceği, on bir ayın sultânı, mübarek Ramazan ayı geldi.

Hadi hep berâber bayram gelmeden bayramı yaşayalım

Nasıl mı ? Hadi bunun cevâbını berâberce verelim.

Bu ayın derinliklerine girerek, bu ay da nasıl bayram edebileceğimizi irdeleyelim.

Sâhi bizler niye bayram ederiz ki ?Müslümanın bayramı ne için olur ki, veyâ hangi fiillerimiz ile bayram atmosferi oluşturabiliriz ki ?

Elcevâp,

Kardeşlerim, Kulun Allâh'a en yakîn olduğu anlar, bayramların en çok yaşandığı anlardır.

Dostlar, kulun Allâh'a karşı sorumluluklarını yerine getirdiği zaman dilimleri, bayramların en fazla hissedildiği zaman dilimleridir.

Candaşlarım, can ile tenin arasındaki barışın ve özgürlüğün en çok elde edildiği anlar dilimi, bayramların en fazla hissedildiği anlar dilimidir.

Gönüldaşlarım, yaradan ile yaradılanın arasındaki empatinin en yüksek seviyeye taşındığı şu zaman dilimleri, bayramdan önce bayramların yaşandığı bu vakitlerdir, şu zaman dilimleridir.

Allâh'ın rızâsına yaklaşabilmenin pek kolay olduğu bu mübarek Ramazan ayını çok iyi değerlendirmeliyiz.

Değerli kardeşlerim, hepimiz şaşarız ve beşeriz, hepimiz nefis taşıyoruz, hepimiz hatalar yapabiliyor, günahlar işleyebiliyoruz.

Hepimiz gönüller kırabiliyor, hepimiz karşımızdakinin hakkına girebiliyoruz.

11 ayı geride bıraktık ve mübarek Ramazan ayına girdik.

Hakîkaten hepimiz, geride bıraktığımız 11 ayda, bilerek veyâ bilmeyerek nefsimizin arzularını ilahlaştırdık.

Nefsimizin arzularını ilahlaştırdıkça da, bizi yoktan vâr eden yüce Allâh'ımızdan uzaklaştık.

Unuttuk, hakîkaten hepten unuttuk, ağlayarak çırılçıplak geldiğimiz şu dünyadan, sâdece kefenle gidebileceğimizi unuttuk.

Tabî ki o kefen bile nasip meselesi...

Azîzim şimdi lütfen dur ve düşün, hem de uzun uzun han konumundaki şu dünyâyı düşün.

Şu dünyâya sanki Ademoğulları ekilmekte, sanki toprak ana bizi bağrına basmakta, o her ademi tohum kabul etmekte ve sonsuzluk âleminde yeşertebilmeyi beklemekte.

Sâhi insan sâdece toprağa mı ekilir ?

Elbette hâyır, insan havaya da enerji dalgalarıyla ekilir. Zâten şu dünyâ görülebilen veyâ görülemeyen enerji dalgalarıyla örülmekte, örüldükçe de örülmektedir.

Üstelik her örülen dalga hiç kimseye dokunmamakta ve sadece ve sâdece enerjiyi üreten insan merkezine, adem merkezine âittir.

O enerjiler, ilâhi bir güç tarafından hassasiyetle korunmakta ve kendini huzuru mahşerdeki takdime hazırlamaktadır.

O ilâhi huzur ki, her insan enerjisi, her adem enerjisi, kendi nefsinin derdine düşecektir,

Orada enerjilerin tonu hiç ama hiç değişmez.

Dünyâ da her fiil, her gayret, her teşebbüs, enerjiye dönüşür ve şu gökkubbeye asılır.

Bir bu enerjilerin bir kısmını görebiliriz ve hissedebiliriz.

Çünkü biz yaradılanız ve aciziz, Yaradan ise her şeye kâdirdir, O kâdiri mutlaktır.

Azîzim sâhi sen de ademsin, sen de insansın.

Peki yâ sen, sen nasıl bir enerji tohumları oluşturmaktasın.

Kiminin tohumları nâr açar, kiminin tohumları da nûr açar.

Kimi huzur tohumları oluşturur, kimi de huzursuzluk tohumları oluşturur.

Kimi sevgi tohumları biriktirir, kimi de nefret tohumları.

Kimi yaradılış sebebinin hikmetlerini araştırır, kimi de yaratılış sebebinin üstünü elinden ve gönlünden gelebildiğince örtmeye gayret eder.

Azîzim lütfen şu mübarek Ramazan ayını ayna belle.

Lütfen şu en berrak Ramazan ayında kendi kendini seyret.

Hadi eline kalemi ve kağıdı al ve kendi kendinin eksilerini, kendi kendinin hatalarını, kendi kendinin ayıplarını, kendi kendinin eksi enerjilerini bir bir not et.

Ey yolcu unutmâ, teşhis edilemeyen hastalıklar tedâvi edilemezler.

Ey yolcu sakın unutmâ, insan sâdece etten ve kemikten ibâret değildir.

İnsan aynı zaman da ruhtan ibârettir.

Ruhsun insan tertemiz yıkanır yunur ve teneşir tahtasına getirilir.

Ruh var ise insan görür duyar ve konuşur.

Azîzim bu cihetten bakınca, tenin hastalıklarının olduğu gibi, ruhunda hastalıkları vardır.

Şimdi sen ruhunu hasta edenleri veyâ hasta edebilme ihtimalleri olanları bir bir teşhis et.

Hakîkaten bu teshis çok önemlidir, neden mi çok önemlidir,

Şu sebepten çok önemlidir.

Teni yâni bedeni hasta olanın insanın zarârı, sâdece kendinedir.

Lâkin ruhu hasta olan insanın zârarı ise, hem kendisine, hem de çevresinedir.

Rabbimiz sen bizleri şu mübarek Ramazan ayında azîz eyle, sâlih ve sâliha eyle Âmin.

Ne dersiniz bu aya, tövbe istiğfarlarla başlayalım mı?

Allâh'ımızın en çok sevdiği Hazreti Muhammed Mustafâ bile çok tevbe istiğfar edermiş

Kardeşlerim o vakit biz de efendimizi modelleyelim ve tövbe istiğfarlar getirelim.

Şu Ramazan sabahında, hep beraber ruh ve gönül birliği yapalım. Haydi kaldıralım ellerimizi, diyelim hep bir ağızdan, GÜNAHLARIMIZA ESTAĞFİRULLAH.

Euzübillahimineşşeytanirracim, Bismillahirrahmanirrahim.

"Estağfirullah, estağfirullah, estağfirullah, estağfirullah, estağfirullah, estağfirullah, estağfirullah, estağfirullah, estağfirullahel Azım, El Kerim, Er Rahim, Ellezi La İlahe İlla Hû El Hayyel Gayyumu ve ne Tûbu ileyk, Tevbeten, Abdin, zalimin, li nefsihi, la yemlükü, li nefsihi, mevten vela hayaten, ve la nuşûra, ve eshelühüttevbete, vel mağfirate, vel hidayetelena, innehu huvettevvabürrahim, innehu hüvettevvabürrahim, innehü hüvettevvabürrahim.

İlahi Yâ Rabbi, İlahi Yâ Rabbi, İlahi Yâ Rabbimiz, bizim elimizden, dilimizden, gözümüzden, kulağımızdan ayağımızdan, vesair azalarımızdan bilerek veya bilmeyerek kelimei küfür, fiili küfür günah hata şirk isyan ve malayani söz ve davranışlarda bulunduysak, biz onların cümlesine TEVBE ETTİK bir dahi yapmamak için azmü cezmi kasdettik ve dilimizle ikrar, kalbimizle tasdik ettik.

Amentü billahi, ve Melâ iketihi, ve Kütübihi, ve Resûlihi, vel Yevmil ahiri ve Bil kaderi, Hayrihi ve şerrihi minellahi Teala vel Bağsü beğdel mevt,

Hakkun Eşhedu ella ilahe illallah ve Eşhedü enne Muhammeden Abduhu ve Rasûluh.

Rabbimiz herkesin uyuduğu şu gecede, dualarını geri çevirmediğin kullarının duasına, bizlerinde duasına karıştırıver. Amin. Amin. Amin.

Duası redolunmayan kullardan olmamız ümidiyle.

Anadolu’da Bugün tutulan oruçlar ihlaslı ola, ten ile ruhun arasındaki huzur iklimi hiç bitmeye inşallah. Âmin

Bu duygu yoğunluğuyla Anadolu'da Bugün Gazetesi'nin emektarlarını yazarlarını ve okurlarını selamlıyorum efendim. Her birerinizin mübarek Ramazan ayını tebrik ediyorum kardeşlerim.