Ne başarılar, ne de kayıplar, durduk yere elde edilemezler.

Birinde eksi enerjiler, eksi gayretler yüklüdür.

Birinde ise artı emekler, artı dinamikler yüklüdür.

Birinde farklı farklı rehavetler, farklı farklı çöküşler ve halktan kopukluklar vardır.

Birinde ise eksiklikleri irdelemeler, yanlışlıkların üzerine üzerine gitmeler ve doğruyu en güzel şekilde bayraklaştırmalar vardır.

Biri umutsuzluklar bahçesini, anlaşılmazlıklar bahçesini, güvensizlikler bahçesini oluşturmaktadır.

Biri ise umudu aşılamanın gayreti içerisinde, güven atmosferi için ise beden dili, hal dili, cân dilini ortaya koyma gayretindedir.

Başarının sırrı belki de anlamaktan ve anlaşılmaktan gelmektedir.

An/daki akışı farkedemeyenler, maâlesef akıntıya kapılır giderler.

Kim ki ânı, n/akış nakış işler, o vakit akışlar berraklaşır, o vakit akışlar ölçülü ve dengeli olur, o vakit akışlar yıkıp yok etmez, o vakit akışlar nakış nakış hizmete dönüşür, o vakit hem akışlar bereketlenir, hem de akışa muhatap olanlar bereketlenir.

Başarı dününü ve bugününü bilenlerin başına taç olur, başarı kendisine nankörlük edenleri mâalesef hiç affetmez.

Başarı eşittir gayret ve emektir, kim gayreti azaltır ise, kim emeği hakkıyla harcamaz ise o vakit başarı kandili de sönmeye ve kararmaya başlar.

Elbet zirveye tırmanmak kolay değil, hele hele o zirvede tutunmak hiç de kolay değil.

O zirve her zamankinden daha hassas olmayı gerektirir.

O zirve her zamankinden daha fazla uyanık olmayı gerektirir.

O zirve her zamankinden daha fazla görüp gözetmeyi gerektirir.

O zirve empatinin en fazla kullanıldığı, sempatinin en içten yaşandığı ve hissedildiği bir makâm olduğunu bilmeli ve bu bilgi doğrultusunda da geleceği kurgulamalıdır.

Unutmâ ey hizmetkâr, taban olmaz ise tavan olmaz, seçen olmaz ise seçilen de olmaz.

O vakit seçilenin velînimetidir seçen, seçenin de velinimetidir seçilen.

Yâni bu hizmet yolunda ne seçen unutulmalıdır, ne de seçilen.

Bu yol denge ve ölçü ister, bu yol hak ve hakîkat ister, bu yol farklılıkları farklılaştırmamayı ister.

Bu y/ol olma ve oldurma yolunda gayret edenlere, yerine göre sokak, yerine göre cadde, yerine göre ana cadde, yerine göre otoyol, yerine göre de uluslararası yol olur.

Azîzim y/ol ol der, bu yolda olmak isteyenler ise hizmet kervanına katılmalıdır, bu yol öyle bir yol ki hizmet edenlere her dâim açılır ve kişiyi hedefine taşır.

Yol elbet hedefi olanı sarıp sarmalar ve hedefine taşır, hedef ille de hedef der yol.

Ey yola koyulan hizmet yolcuları, sâhi siz halka hizmeti hakkâ hizmet olarak algılıyor musunuz?

Halkı unutan belki de hakkı da unutuverir, hakkı unutan ise halka buz kesilir, kim ki halka buz oldu, vallâhi hem halkı hem de kendini mahvetti ve yok etti.

Ey ülkemin irâdesi, irâdeniz başımızın tâcıdır.

Ey ülkemin bireyleri, oylarınız ile hükmettiniz ve ülkemize yeni yeni hizmetkarlar, yeni yeni belediye başkanları seçtiniz.

Seçtiğiniz her bir hizmetkârı, her bir başkanı tebrik ediyoruz, yepyeni görevlerinde ise başarılar diliyoruz.

Vatanı azîz bilen, vatanın her bir bireyini aynı denklemde bir araya getirebilen ve bu denklikler ile halkı birbirleriyle dengeleyebilen belediye başkanlarını ve muhtarlarımızı cânı gönülden tebrik ediyor ve yolları hayırlı ve bereketli olsun diyorum.

Hizmet yolu diyip geçmeyiniz, bu hizmet yolu aslında pek yüce bir yoldur.

Bu yol da nebiler, peygamberler, sahâbiler, Âllâh'ın veli kulları, âlimler ve ulemalar, ilim insanları ve bilim insanları hep ama hizmet etmişlerdir.

Çünkü onlar halkı yaşat ki devlet yaşasın, devleti yaşat ki halk yaşasın anlayışı ile çalışmışlar ve çabalamışlardır.

İnsanoğlu yeryüzünün en kıymetlisi ve efendisidir.

Kim bu yeryüzünün efendisine hizmet eder ise, vallâh'i Allâh'a hizmet etmiş olur.

O Rahman ve Rahim olan Allâh da hizmet edeni görür ve önündeki engelleri hayra vesîle olabilecek şekilde kaldırır.

Özellikle belediye başkanlarımız farklılıkları bereket bellemeli, artı ve bereket bellemelidir.

Bu farklı mozaike, bu farklı bakış açılarına hizmeti aynı ölçü de aynı denklemde götürebilmeli ve o hoşlukları sunabilmelidir.

Yeni seçilen belediye başkanlarımız, kendisi gibi inanmayanları, kendisi gibi düşünmeyenleri, kendisi gibi siyaset yapmayanları da bağrına basar ise o bağır yeşerir ve nimetler verir, o bağırdan kadeşlik hukuğu doğar, o bağırdan insanlık yeşerir.

"At binenin kılıç kuşananın" der atalarımız.

Bu yerel seçimlerde, halka kendisini en iyi anlatabilen adaylar, hizmet atlarına binmişlerdir.

Şimdi ise hizmet edebilmek için, halka yüzlerini çevirmişlerdir.

Evet artık seçilenlerin hizmet bayrağı ellerindedir.

Kim bu bayrağı hakkıyla taşır ise,

Kim bu azîz millete hizmet eder ise,

Kim bu milleti kucaklaştırır ve ayrıştırmaz ise,

Kim vâr olan hizmetleri sekteye uğratmayıp devam ettirirse,

Kim bulunduğu beldenin, ilçenin, ilin ve büyükşehirlerin çıkarlarını korur ise,

Kim vatanına bayrağına ve milletine bağlılığına korur ise,

Kim halkın ahlâkına ve kültürüne, edebine ve hayasına, inancına ve imanına saygılı olur ve bunların yaşanmasına katkı sağlar ise,

Kim tarihini ve ecdadını unutmaz ise,

Kim nesillerimize uzun ömürlü projelere imza atar ise,

Kim şu toprağın altındaki şehitleri ve şühedaları unutmaz ise,

Kim hakkı ve adâleti üstün tutar ise,

Kim belediye hizmet edenlerine, halka hizmet etmeyi iyi aşılar ve ögretir ise,

Kim eksi söz ve davranışlara takılmayıp, bilakis yapıcı olur ise,

Kim halka hizmeti hakka hizmet olarak algılar ise,

Kim farklılıkları eksi değil, bilakis artı görür ise,

Kim benliği bırakır ve bizliği yaşar ve yaşatır ise,

Kim belediye bütçelerini harcarken, tüyü bitmemiş yetimin hakkını korur ise,

Kim her dâim halkı ön plana koyup, sosyal belediyecilik yapar ise,

Açık yüreklilikle söylüyor ve inanıyoruz ki o bayrak, o başkanların elinden asla düşmeyecek ve onu hak edenlerin elinde olacaktır inşaallah.

Yukarıdaki yazdığımız hizmet kurallara uyma gayretinde olacak olan, her yeni başkanın başkanlığını tebrik ediyor, ülkemize ve milletimize hayırlar getirmesini Cenabı Allah'tan temenni ediyorum efendim.

Anadolu'da Bugün Gazetesi'nin kıymetli emektarlarını, değerli okurlarını cânı gönülden tebrik ediyorum.