Toparlan
Bütün yaşamımıza baktığımızda acaba siz hangi sorunun cevabı olucaksınız ?Allah, benimle neyi kastetmiş olabilir? diyor bir filozof. Soru ne kadar güçlüyse cevap ta o kadar güçlü olur, cevap ne kadar güçlüyse davranışta güçlü olur davranışın güçlüyse, hayatın güçlü olur. Hayatın, bir sorunun cevabı olsaydı acaba hangi sorunun cevabı olurdu ? Seni dünyaya göndermedeki Allah’ın muradı nedir ? Doğru sorulara, doğru cevap, yanlış sorulara da yanlış cevap verilir. Ve bu soru gerçekten çok güçlü… Diyorki filozof ;Allah benimle neyi kastetmiş olabilir ? Ve Şuan bu soruyu hadi hepimiz kendimize soralım, Allah bizleri yaratarak neyi kastetmiş ? Bizler, dünyadaki hangi soruların cevabıyız?
Tarihte bir gün eski zamanlarda Jenak isimli bir kral varmış ve bu kral sarayında mutlu bir şekilde yaşıyormuş. Herşey çok güzelmiş hizmetkarlar, güzel kokula , meyveler herşey harika. Kral bir ara uykuya dalıyor ve rüyasında, Komşu ülke ile savaş çıktığını Komşu ülke kralının bu savaşı kazandığını ve jenak a savaşı ben kazandım burası benim sen artık burdan git dediğini ve bunun üzerine kral jenak kendisinin başka yerlere gitmeye başladığını görür. Ve rüya bu ya yolda yürürken çok acıktığını ve etrafta gördüğü mısır tarlasından bir Mısır koparıp yediğini görür sonra tarlanın sahibi gelir ve kralın kral olduğunu bilmediği için mısırı yediği için döverek onu cezalandırdığını görür. Sonra rüyasından uyanır. Rüyasında gördüklerinden çok etkilenen jenak bu rüyayı yorumlatmak İçin yardımcısını çağırır ve ona rüyayı anlatarak der ki; Bu rüyaya göre,hangisi gerçek ! ben kralım, rüya görüp rüyamda dilenci mi oldum yoksa aslında dilenciyim de rüyamda mı Kral oldum ?
Fakat yardımcısı bu soruya cevap veremez sonra bütün Bilge kişiler saraya davet edilir ve bu soru sorulur kimse cevap veremez kral çok sinirlenir ve onları hapse attırır.
Ve bu sorunun cevabını doğru veren kişi ödüllendirilecektir diye ülkeye duyurulur. O sırada cevabı bilemeyen ulemalar da zindana atılır. Bu zindana atılan ulemalardan birinin çocuğu kralın bu sorusuna cevap verebileceğini ve babasını zindandan kurtarabileceğini söyler ve kralın karşısına çıkar. Herkes dalga geçer çocukla kimsenin cevap veremediği soruya bu küçük çocuk mu cevap verebilecek diye.
Çocuk dış görünüşüyle eğri büğrüymüş doğuştan sekiz yerinde eğrilik varmış onun İçin yürürken eğri büğrü yürüyormuş ve bilim adamlarının cevap veremediği bu soruya şu eğri büğrü çocuk asla cevap veremez demişler. Kral çocuğa bu sorunun cevabını vermesini söylemiş ve eğri büğrü çocukta şöyle anlatmış; Kralım, öncelikle buradaki herkes benim dış görünüşüme bakarak güldüler, dalga geçtiler benimle oysaki insanda önemli olan ÖZ dür, öz de herkeste birdir buradaki kişiler bunun farkında olmayıp cahilliklerinden dolayı benimle dalga geçtiler. Şimdi sorunun cevabı ise şudur kralım; Siz, rüyada iken bu taraf gerçek değildir, Siz bu taraftayken de Rüya gerçek değildir. Cevaba şaşıran kral o zaman gerçek ne ? Der. Gerçek , bunların her ikisinin de ötesindedir. Gerçek, sen bu dünyaya ne için geldin, Kendi görevin nedir ? Onu bilmektir ve burası bir yoldur, yolculuktur . Önemli olan bu yolculukta nasıl gidiyorsunuz, yolun kendi güzel, yolculuğun kendi güzel ,yolun sonu değil , sen kimsin, ne için bu yoldasın gerçek bunu bulmaktır . Der.
Yine kral bir gün Yolda En Güzel Kim yürür yarışı yapar ve bu yarışı kim kazanır yolda en güzel kim yürürse ona ödül var der . Herkes hazırlanır, kadınlar makyajlarını yapar saçlarını yaptırır, erkeklerde hazırlanır ve yolda yürürler. Ve yolu bitirenlerin hepsinin bir tek şikayeti vardır: Her şey güzeldi ama yolun bir yerinde moloz yığını vardı ve çok rahatsız olduk zor geçtik ordan derler. Yarış devam ederken delikanlının biride yarışmayı bitirir ve krala 1 kese altın verir ve der ki;
-kralım, ben bu kese altını yolda yürürken buldum, sanırım yürüyen diğer kişilerden düştü der ve krala uzatır. Kral, hayır o kese altın senin der, delikanlı bu imkansız der ben fakir biriyim yolda yürürken moloz yığını gördüm ve kimsenin ayağına takılmasın diye orayı temizlerken moloz yığınının altında buldum der. Krala tekrar uzatır. Kral , Güzel yürüme yarışını sen kazandın delikanlı der altın senin hakkındır. Mesele şuydu; Kim yolda yürürken arkasından gelenlere sıkıntı çıkaracak şeyleri ortadan kaldırıyorsa o kişi en güzel yürüyendir. Sende yürürken moloz yığınlarını kaldırdın ve herkese yardımcı oldun kimse senin gibi düşünmedi herkes sadece kendini düşündü. Demek ki en güzel yürüyen SENSİN ve moloz yığınlarını temizleyerek altındaki altınları almakta senin hakkındır.
Bir gün yolculuk bitecek ve hesap görülecek acaba sen yolun sonunda hangi sorunun cevabını bulmuş olucaksın, hangi sorunun cevabı sensin. Bir gün yolculuk bitecek ve hesap görülecek yolun sonu değil, yolculuğun kendisi güzel , Senin bu yolculuğunda Allah seninle ilgili neyi kastetmiş olabilir.
Bir amca, pazarda oyuncak satıyormuş oraya gelen müşterilerde amcanın gözlerinde problem olduğunu bildikleri için hep sahte para vererek oyuncak alırlarmış. Amca da sahte para verildiğini bilirmiş ama yine de paraları alır oyuncakları verirmiş ve dermiş ki; Allahım bu insanları affet belki paraları yok ve çocuklarına, yeğenlerine hediye almak istiyorlar belki ondan dolayı sahte para vermek zorunda kalıyorlar.Sen onları affet diye dua edermiş ve hiç onların açığını yüzlerine vurmazmış onlara oyuncak vermeye devam edermiş ve zaman sonra amca vefat etmiş . Ve amcaya Cennetin kapıları açılmış.
Amca demiş ki Allahım ben günahkar bir kulum bana verilen sahte paralardan başka hiçbir şeyim yok beni affet beni yargılama ve bir ses duyulmuş.
Hayatın boyunca hiçbir şeyi yargılamayan bir insanı ben nasıl yargılarım buyur cennetime yürü….
Yargılamamak bir ağaç gibi, sadece şahit olmak, bir bulut gibi, bir güneş gibi her yere doğmak hiçbir şeyi yargılamamak. Hani güneş doğarken der mi çiçeğin üzerine gülün üzerine doğarım ama dikenin üzerine doğmam der mi
Her yere birden doğar.
En önemlisi sevgidir. Sevginin enerjisinin keşfedildiği gün ateşin keşfedildiği gün kadar önemli olucak diyor. Paulo. Sevgi enerjisi o kadar yüksektir ki o kadar değerlidir ki sadece sevgi ile pek çok şeyi halledebiliriz. Mesela şöyle düşünelim bilmek değil, mantık değil de sevgi varsa o duygu varsa anneler çok çok güzel annelik yapar değil mi ve çocukları İçin çok büyük fedakarlıklar yaparlar ama hiçbir annelik kursu almamıştır. Tek olan sevgi annelik sevgisidir kalplerindeki sevgiden dolayı mükemmel annelik yaparlar. Sevgi varsa eğer bilmemiz çok şart değil. Sevgi dolu olduğun İçin yargılamadan herkesi hoş gördüğün için teşekkür ederim. Beni sevgiyle ilgiyle takip ettiğiniz için teşekkür ederim.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.