100 yıl önce bugün
100 yıl önce bugün
Bugün Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılışının 100. yılı 100 yıl önce bugün emperyalist ülkeler, Osmanlı Devleti’ni işgal etmiş, Batılı ülkeler tarafından yurdun dört bir yanı işgal altına alınmıştı. 1919’un Mayıs’ında Samsun’a çıkan Kurmay Yüzbaşı Mustafa Kemal, bir yıl bir ay sonra Anadolu’da teşkilatlanmış ve yeni devletin ilk temellerini 100 yıl önce bugün Ankara’da atmıştı. O günlerde milletvekili seçimleri Mustafa Kemal’in Ankara'da bir meclisin toplanacağını ve neden toplanması gerektiğini açıklayan 19 Mart 1920 tarihli bildirisiyle başlamış, yine Mustafa Kemal’in 21 Nisan'daki genelgesiyle de meclisin açılacağı tarih duyurulmuş ve milletvekillerinin Ankara'ya gelmesi istenmişti. 23 Nisan 1920'de Ankara'da Türkiye Büyük Millet Meclisi açılmıştır. O günkü ilk toplantıya daha önce belirlenen 337 milletvekilinden sadece 115'i katılabilmiş.
Bugün geldiğimiz noktada hâlen Mustafa Kemal Atatürk’ü yeni ülke kurmakla ve Osmanlı Devletini ortadan kaldırmakla suçlayan insanlarımız var. Elbette olacak. 100 yıl önce meclisin açılmasına, emperyalist ülkelerin mandacılığını, sömürüsünü kabul eden zihniyet bugün yine aynı istikametinde gidecek. Hâlâ onların gerçeği anlayacak günlerini bekliyoruz. Bugün yine biliyoruz ki, Türkiye’yi yarınlara taşıyacak olan yine bizleriz. Ülkesini, vatanını, milletini seven insanlar bu ülkeyi engin seviyelere taşıyacak. İşin aslı sadece söylemlerle de yapılacak bir iş değil bu. Çalışarak, üreterek, bilime akla yatırım yaparak, ahlakımız ve kültürümüzü koruyarak ülkemizi en güzel seviyelere taşıyacağız.
Biraz da gerçekçi olarak konuşmak gerekirse 100 yıl önce ile bugünü kıyaslamak gerekiyor. O gün insanlardaki azim, ülke sevgisi ve kurtuluş heyecanı bugün bizlerde var mı? Diye sormak gerekiyor.
Aynı duyguları paylaşmayı bir kenara bırakalım, Osmanlı Devletinin son yıllarındaki insanlar gibiyiz. Kimimiz Amerikancı, kimimiz Batıcı, kimimiz Doğucu, kimimiz İslamcı, kimimiz Türkçü, kimimiz hümanist, vs vs… ama pek azımız kendimizi olmayı ve kendi felsefemizi oluşturmayı düşünüyor. Yani başkası değil kendisi olarak düşünüyor. Bunun için çabalıyor, bunun için üretiyor. Diğer türlü düşünen insanlar hep karşısındaki görüşü suçlayarak günlerini geçiriyor. İşte böyle olduğumuz sürece, hep aynı yerde kalacağız ve hiçbir ilerleme kaydetmeden kendi kendimizi yiyeceğiz. 100 yıl önce olduğu gibi bugün de emperyalist devletlerin ekmeğine yağ süreceğiz, onların plan yapmadan bizi kolayca elde etmelerine fırsat tanıyacağız.
Eğer bu şekilde devam edersek, yüz yıl değil bin yıl geçse de aynı noktada aynı insanlar birbirleriyle uğraşırken göreceğiz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.