Tramvayın Azizliği
Tramvayın Azizliği
Pazar sabahı saat 07.00'de Meram'dan hareket eden Meram Yaka otobüsüne bindim. Sabah sabah yatamadım değil, açık öğretim fakültesi sınavı var. Zafer'de otobüsten indim, SÜ Kampusuna giden tramvaya bindim. Yerime oturur oturmaz vatman "Arıza nedeniyle hareket edemiyoruz. Bir müddet bekleyeceğiz" anonsu geçti. Az bekledikten sonra hareket etti. Kültür Park'a gelince tekrar durdu. Arıza anonsu geçti arka arkaya. Yolcular kendi aralarında kaza varmış dedi durdu. Kalktı kalkacak derken tramvay bir türlü kalkmadı. Yerinden kalkan soluğu vatmanın yanında aldı. Herkesin derdi aynıydı: Sınavımız var, sınava yetişeceğiz.
Endişeli bekleyişin yerini alternatif aldı. Tramvay çalışmıyorsa geriye alternatif olarak Otogar-Bosna-Kampus dolmuşları var. Bir yarım saatlik beklemenin ardından sonunda iniş düğmesine basan indi. Koşar adımlarla Alaeddin Durağının oraya doğru yürünmeye başlandı. Gelen dolmuşun hepsi hınca hınç dolu geldi. Kimi üç, dört kişi bir araya gelerek ticari taksiye yöneldi. Orta yerde ticari taksi de kalmadı. İnsanlar kalabalıklar halinde dolmuşu belki ileride boş yakalayabiliriz umuduyla Kayalı Parka doğru yürümeye başladı.
Her gelen dolmuşa bir otuz, otuz beş kişi bindi. İtişe sıkışa dolmuşa en son binen şanslı kişi de ben oldum. Dolmuşa bindim, kampusa kadar gittim ama ne çektiğimi gelin siz bana sorun. Sabah 07.10'da başlayan yolculuğum, tedirginlik ve koşuşturmanın ardından 08.45'te son buldu. Görev yerime bir 15 dakika gecikmeli olarak varabildim. Tramvay kazasından/arızasından görevlilerin haberi olmuş ki anlayış gösterdiler. Görevimi yapabildim.
Sınava giremeseydim üzülecektim doğrusu. İşin ucunda bir yıl sınav görevi alamama cezasına çarptırılmak da vardı. Sabah sabah herkes evinde pazar keyfini çıkarırken iki saatlik endişe, çaresizlik ve koşuşturma da işin çabası oldu.
Sınav yerine zamanında gidemeyen ve ne yapayım çaresizliği yaşayan sadece ben miydim? Sayısını bilmiyorum ama mağdur sayısı çoktu. Hepsini toplasanız bir miting var burada derdiniz. Kimi paraya kıydı ticari taksiye bindi. (Paraya kıyanlar yine şanslı kişilerdi. Sonradan paraya kıymayı göze alanlar durakta taksi de bulamadı.) kimi telefona sarılarak eşini, dostunu çağırdı, kimi bu dolmuş dolu, ben bu dolmuşa binmem demedi; nefes nefese, ayakta dolmuşla görev yerine intikal etti. Bir iyiliği vardı dolmuş yolculuğunun. Dolmuş dopdolu olduğu için yolda bekleşenlere durmadı. Alaeddin'de duran dolmuşlar, kırmızı ışıklar dışında en son kampusta durdu. Bir de nefes nefese hareket ettiğimiz için kimse sabahın soğuğunu çekmedi. Hatta sıcaktan biraz cam açalım diyen de oldu. Bir diğer iyiliği de dolmuşçular ve taksiciler hiç olmadığı kadar pazar pazar para kazandı. Yolcu kalabalığını gören dolmuş şoförü, hareket merkezini arayarak hareketi, üç dakikaya indirin uyarısı yaptı. Burada tek kazanamayan Büyükşehir Belediyesi oldu. Çünkü tramvaylar çalışmayınca meteliğe kurşun attı.
Hasılı bir pazar sabahı, kampus ve kampus yönündeki okullarda sınava girecek öğrenciler ve sınavda görev alan görevliler için; içinde tedirginlik, çaresizlik ve koşuşturma barındıran bir anı bıraktı. Pişmanlık da vardı: Niçin özel arabamla sınav yerine intikali düşünmedim diye. Düşünün ki herkes özel otosuyla gitmeyi deneseydi yol çeker miydi bu mahşeri kalabalığı? Burada Büyükşehir Belediyesi Toplu Taşıma Dairesi Başkanlığına da bir sözüm olsun. Tramvay yolunda bir kaza olamaz mı? Olur. İnsanlık hali ne de olsa. Tramvay arıza yapamaz mı? Yapar. İnsan yapımı ne de olsa. Böyle durumlar için özellikle sınav olduğu zamanlarda Toplu Taşıma Ulaşım Dairesinin bir B planı olması gerekir diye düşünüyorum. Pekala böyle durumlarda en kısa sürede otobüs intikali yapılabilirdi. Çünkü yüzler, binler taşıyan tramvayın yolcu kapasitesini 15-20 kişilik dolmuşlar kaldıramaz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.