Ramazan Yüce

Ramazan Yüce

Salgından Etkilenenlere Bir şey Yapılamaz mı?

Salgından Etkilenenlere Bir şey Yapılamaz mı?

Salgından Etkilenenlere Bir şey Yapılamaz mı?

Yanlış hatırlamıyorsam, ekmeğe 1 Ocak 2020 tarihinden geçerli olmak üzere 10 kuruş zam yapılmış, 250 gram olan ekmeğin gramajı da 200 grama düşürülmüştü. Düşürülen gramajı ve üzerine konan 10 kuruşu birlikte düşündüğümüzde, ekmeğe yüzde 36,36'lık bir zam gelmişti.

Ocakta gelen bu yüzde 36'lık zam oranı, yeterli olmamış ki bir yılbaşını daha beklemeden, 1,20 kuruşa aldığımız ekmek, 24 Kasımdan itibaren 1,40 kuruş oldu. Yüzde 16'lık bu zam, Fırıncılar Odasının yaptığı açıklamaya göre 2020 yılı için geçerli olacakmış. 2021 yılında düşündükleri rakam, ekmeğin 1,75 kuruştan satılması. Buradan anlaşılıyor ki 2021 yılında ekmeğe yapılacak zam birden fazla olacaktır.

Ekmeğe bir yılda yapılan bu ikinci zam beni hiç şaşırtmadı. Tepeden tırnağa her ürüne gelen zamlardan ekmek de nasibini alacaktı. Keşke her ürüne, ekmeğe yapılan yüzde 16'lık zam kadar bir zam yapılsaydı. Maalesef çoğu ürünün fiyatları uçtu. Ürünler, uçtuğu yerde kalsa buna herkes dünden razı.

Zamdan ziyade fiyat ayarlaması dedikleri tüm bu artışların gerekçesi de hazır: Girdi maliyetleri. Yılını doldurmadan girdi maliyetlerini gerekçe göstererek yapılan bu fiyat ayarlamaları, bir yerde durur mu? Enflasyon çift haneli rakamlarda gezindikçe, TL döviz karşısında değer kaybetmeye devam ettikçe, faiz oranları yüksek oldukça, dışarıdan sıcak para gelmedikçe, girdi maliyetleri arttıkça her ürünün fiyatı da artmaya devam edecektir. 

Ekmeğe yapılan fiyat ayarlaması, diğer ürünlere yapılan ayarlamalara oranla makul gibi görünse de bu ekmek zammı, fırıncılara derin bir nefes aldırırken vatandaşı üzmüştür. Gelen 20 kuruşluk bu zam, vatandaşın bütçesini zorlayacaktır. Çünkü bizim insanımızın çoğu, pahalı diye bir başka ürünü almaktan vazgeçse de ekmekten vazgeçmez. Sofrasında ekmek eksik olmaz. Ekmek kilo yaparmış, hazmı zorlaştırırmış demez, neredeyse her şeyi ekmekle yer. Gerekçe de hazır: “Ben ekmeksiz yapamam. Ekmeksiz insan doyar mı?” Tabak tabak tüketilen düğün pilavını bile ekmekle yeriz desem, ekmeğe olan zaafımız daha iyi anlaşılmış olur.

Bir öğünde tüketilen ekmek, bir ekmekle sınırlı kalsa eh diyeceğim. Bir kişi bir öğünde bir ekmeği bana mısın demez. Çünkü 200 gram ekmeğin bölünmesiyle bitmesi bir oluyor. Ailenin bir de kalabalık olduğunu düşünürsek, bir eve bir günde birden çok ekmeğin alınması demektir. 5 kişilik bir aile günde 5 ekmek alsa günde 7, ayda ise 210 lirayı sadece ekmek için gözden çıkarması gerekecektir.

Hasılı, tepeden tırnağa, her şeye ardı arkasına gelen zamlar, orta ve dar gelirli insanımızın belini bükmüştür. Tüm bunların üzerine, ekmeğe gelen bu ikinci zam, bu işin tuzu ve biberi olmuştur. Salgın dolayısıyla işini kaybeden, marttan beri bilim kurulunun önerisiyle işyerleri kapalı tutulan bazı sektörlerin işi bu süreçte daha bir zor olacaktır. Neredeyse 9 aydır kepenkleri kapalı. Bu insanlar bu süreçte ne yer, ne içer. Çünkü gelir ve gider hesabı yapacak bir işleri bile yok. Hazırda paraları varsa hazıra dağ mı dayanır? Elden gelenle öğün mü olur? Olursa da zamanında gelir mi?

Gördüğüm kadarıyla salgın dolayısıyla işyerlerini açma riski bulunan, bu yüzden kapalı tutulan esnafa ve buralarda çalışırken işini kaybeden kişilere, devletin de yapabileceği bir şey yok ki elini uzatmıyor ya da uzatamıyor. Zor durumda kalan esnaf da sesini zaten kimseye duyuramıyor. Duyan varsa da duymazdan geliniyor. Bu durumda insanımız bir başına kalmış durumda.

İşyeri kapalı tutulan esnafa ve bu sektörlerden ekmek yerken işini kaybedenlere, geçici bir çözüm bulunamaz mı? Bence bu şekil zor durumda olanlar için her ilçede kaymakamlıklar bünyesinde bir çalışma yürüten “Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıfları” (Fak. Fuk. Fon)  devreye girmeli. Bunlara, pandemi süreci geçinceye kadar aylık asgari bir geçim yardımı yapmalı. Bu fonun geliri, zor durumda olanların ihtiyacını karşılamaya yetmezse, gerekirse kamu sektöründe çalışanların maaşından yüzde 1 oranında kesintiye gidilerek elde edilen gelir bu fona aktarılmalı. Bu da yeterli gelmezse, kamuda bir üst görev yapan aynı zamanda değişik kurul ve komisyonlarda görev yapmak suretiyle ilave gelir elde eden üst yöneticilerin bu ilave gelirleri bu süreçte bu fona aktarılmalı.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ramazan Yüce Arşivi

Mina

26 Aralık 2020 Cumartesi 00:01
SON YAZILAR