Bir İngiliz oyunu -olmasın-
Çarşamba günü İngiltere’nin başkenti Londra’da parlamento binasının önünde -adına terör saldırısı dedikleri- bir saldırı oldu. Olayın ilk anında sıcağı sıcağına ölen, yaralanan, saldırgan hakkında net bilgi verilmedi. Sadece yorumları dinledik ajanslardan.
“İngiltere‘nin başkenti Londra‘da bugün bir terör saldırısı gerçekleşti. Bir saldırgan önce Westminster Köprüsü’nde insanları aracıyla ezdi. Parlamento binası duvarına çarparak duran saldırgan, bir polisi bıçakla yaraladıktan sonra parlamento bahçesinde vurularak etkisiz hale getirildi.”
Olayın üzerinden 24 saat geçtikten sonra nihayet saldırganın kimliği, ölü ve yaralı sayısı açıklandı İngiliz polisi tarafından. Yaşanan saldırıda saldırganın kendisi dahil toplan 4 kişi hayatını kaybetti. 40 kişi de yaralandı. Saldırgan 52 yaşında İngiltere doğumlu biri. Saldırıda kullanılan suç aleti ise bir araç ve bir bıçak. Saldırıyı malumunuz günümüzün marka(!) örgütü DAEŞ üstlendi. Ertesi günü Belçika’da yine aracıyla alışveriş merkezine dalmak isteyen bir kişi yakalandı. Anlaşılan DAEŞ Türkiye’de başka Avrupa’da başka türlü bir eyleme imza atıyor. Bu da, DAEŞ’in Avrupa’ya karşı merhametini gösteriyor. Yani gerçek dostlarına gül atmış durumda. Bize top-tüfek, bomba, canlı bomba ile gelen DAEŞ nedense efendilerine karşı sadece bıçak ile gidiyor.
İngiltere’de meydana gelen terör saldırısı bizde olsa yapan kimse cinnet geçirmiş, akli melekesini kaybetmiş biri olarak açıklanır ve kapatılır. Olayın ardından yetkililerin birden açıklama yapmaması da soğukkanlı olduklarına yormak gerek. Bizde olsa “Olaydan kaç saat geçti hala kaç kişi öldü bilemiyoruz. Hemen yasak konuyor, haber alma özgürlüğü kısıtlanıyor, olay yerine yetkililer kaç saat sonra intikal etti vs. açıklamaları yapılır.
Olayla birlikte parlamenterlerin binadan çıkartılmaması, başbakanın güvenli bir yere götürülmesi, her yerin didik didik aranıp incelenmesi ya işi ciddiye aldıklarının ya da çok korktuklarının işareti olsa gerek. Ölen dört kişiyi küçümsemiyorum. Can candır. Bir kişi bile olsa önemlidir. Fakat yıllar sonra İngiltere’de meydana gelen bu terör saldırısında ölen insanların sayısı bizde aşağı yukarı günlük olur. Kanıksadık. Vakayı adiyeden oldu artık. Eğer bu olay kamuoyu oluşturmak, yapacağı yeni şeylere gerekçe olsun diye kendi icat ettikleri bir terör değilse İngiltere ve Avrupa ülkelerinin korkmalarında fayda vardır. Çünkü yıllardır kendi elleriyle kurdurup büyüttükleri, üzerimize saldıkları terör örgütleri silahı kendilerine doğrultmuş olabilir. Bu durumda korkmakta haklılar. Çünkü yaptıkları bir bumerang gibi er veya geç kendilerini mutlaka bulacaktır.
Bu küçük terör saldırısının dünyanın en güvenilir ülkesi olarak bilinen İngiltere’de yapılmış olması bana düzmece gibi geldi. Çünkü iş sanki bir İngiliz işine benziyor. Sanırım bir algı oluşturulmaya çalışılıyor. Bu işte bir hin oğlu hinlik var. Sanki bir İngiliz oyunu var gibi geliyor bana. İngiliz oyunu deyince basite indirgemeyelim. Sözlüklere bakıyorum, İngiliz oyunu demek: "Çok karmaşık hile, düzen" anlamına geliyor. Tarihte İngiliz oyunu, İngiliz siyaseti deyimleri meşhurdur. Yetmişine gelmiş İngiltere'nin, bu dünya yedisini de bilir. Yedisi ne ise bir ülkenin, yetmişi de aynı olur. Değişmez yani. Tüm oyunları tereyağından kıl çeker gibi yapar. Kimseyi kendine düşman etmeden dünyayı sömürmeyi iyi becerir. Hiç ön plana çıkmaz ama her taşın altında mutlaka İngiltere vardır.
Hiç olmadığı kadar dar ve zorda İngiltere. Bir çıkış noktası arıyor. AB'den çıkmasında da bir bit yeniği aramak lazım. Dünyayı dizayn edecekse, bir yere girecekse, bir yerden tavizler koparacaksa, kaymak yiyecekse İngiltere mutlaka bunun hesabını yapar. Yaptığı plan da tıkır tıkır işler. Bugüne kadar yaptığı planlarda hiç kaybetmemiş dense yeridir. Yapacağı işlere kılıf bulmak için önce kendi canı yanmalıdır. Bunun için de birkaç insanını heba etmiştir. Az sayıda da yaralı oldu mu al sana bir terör. Yakın zamanda göreceğiz verdiği bu canlara karşılık kaç can alacak? Hangi ülkelere girecek? Hep beraber göreceğiz. Kaz gelecek yerden tavuğu esirgememiştir. Şu anda İngiltere kamuoyu oluşturuyor, yapacağı saldırılar için bahane ve gerekçe buluyor. Hem öyle bir oyun ve tuzak kurar ki olayların arkasında olduğu bile anlaşılmaz.
AB Komisyonu’nu Türkiye’nin AB daimi temsilcisinden Cumhurbaşkanı’nın: “…Siz böyle davranmaya devam ederseniz, yarın dünyanın hiçbir yerinde hiçbir Avrupalı, Batılı, güvenle, huzurla sokağa adım atamaz. Bu tehlikeli yolu açarsanız en büyük zararı siz görürsünüz” şeklindeki sözlerine açıklık getirmesini istemiş. Avrupa oldu olacak bu terörün arkasında Türkiye var, şeklinde bir yargıya da varırsa hiç şaşırmayalım. Zaten tüm Avrupa Türkiye’ye karşı bir ve beraber olmuş durumda. Darbeye katılan tüm FETÖ’cü darbecilere kucak açan Almanya şimdi de Türkiye’nin istediği ‘Tank savunma sisteminin satışına’ izin vermedi. Norveç ise kendilerine iltica eden dört subay ve bir askeri ataşenin sığınma talebini kabul etti.
Her biri Türkiye’ye karşı yıllardır geri planda çevirdikleri dolapları bir tarafa bırakarak içlerinde tuttukları kin ve intikam duygusunu açık etmeye başladılar. Maliyetten kaçınmasalar inanın utanmayıp yeni bir ‘Haçlı Seferi’ başlatacaklar. Nede olsa ‘Onlar tek millettir.’ Gözünü sevdiğimin 15 Temmuz’u Batı’nın dengesini bozdu. Kin, intikam ve gayzları yüzlerinden okunuyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.