19 Yaşında Bir Milyoner
19 Yaşında Bir Milyoner
Bugünkü konum Arda. Arda deyince futbolcu Arda’dan bahsetmeyeceğim. Bahsedeceğim kişi, 19 yaşında tıp öğrencisi Arda. Sütçü İmam Üniversitesi üçüncü sınıf öğrencisi olan Arda Ayten’i 03/07/2019 tarihinde gazetemizde “Türkiye Bu Genci Konuşuyor” başlıklı (https://anadoludabugun.com.tr/yazi/turkiye-bu-genci-konusuyor-4459) yazı ile konu edinmiştim. Arda, 29/06/2019 akşamı yayımlanan “Kim Milyoner Olmak İster” yarışma programına katılarak birbirinden zor sorulara kısa sürede cevaplar vererek bir milyonluk soruya gelmiş, yaz dönemi dolayısıyla program tatile girince bir milyonluk soru açılmamıştı.
05/10/2019 akşamı ATV televizyonunda yayımlanan “Kim Milyoner Olmak İster” yarışma programı Arda ile sezonu açtı. Bir milyonluk soruyu gördük. Soru: “On kıtadan oluşan İstiklal Marşı'nın tamamında ‘vatan, kan, toprak, yurt’ kelimelerinden hangisi daha az geçer?" idi. Soru kolay gibi görünse de zordu. Bir defa İstiklal Marşı’nın on kıtasını bilmek gerekiyor. Tek başına bilmek yetmez, heyecana kapılmadan okuyabilmek lazım ve hangi kelimenin daha az geçtiğini elinde kağıt, kalem olmadan tespit etmek gerekiyordu. İstiklal Marşı’nı okurken bir iki yerde takılsa da kimseden yardım almadan takıldığı yerleri hatırlayarak birçoğumuzun bilmediği, bilenlerin de unuttuğu Milli Marşımızı bir çırpıda okudu. Okurken milli duygularım kabardı ve kendisiyle gurur duydum. Okumayı bitirir bitirmez hiç düşünmeden ‘toprak’ cevabını verdi. Genç yaşında bileğinin hakkıyla hem bir milyonun sahibi oldu hem de bu yarışmada bir ilki gerçekleştirerek bugüne kadar bir milyonluk soruyu bilen ilk kişi oldu ve tarihe geçti.
Normalde bu yarışma programını izleyen biri değilim. Ama yazdan beri bu çocuğun bir milyonluk soruya vereceği cevabı iple çektim. Hatırladığım zaman program yayımlanıp bitmişti. İnternet sayfalarını karıştırınca programın kısa videosunu defalarca izledim. İzledikçe helal be çocuk! Sana değil bir milyon; bir milyar bile az dedim. Yarışmayı kendim, çocuğum kazanmış gibi sevindim, duygulandım. Ki ben böyle bir yarışmaya cesaret edip katılamam, kazara katılsam da kısa yoldan ne kadar para kazanırsam kâr, gözüyle davranırdım. Gencimizde kaybetme endişesi yoktu gördüğüm kadarıyla. Zaten böyle bir düşüncede olsa jokeri kalmamasına rağmen kazandığı parayı riske atmaz, çoktan çekilirdi. Kimseye nasip olmayacak bir parayı kazanmış olmasına ve nazarımda daha bir çocuk olmasına rağmen vakur duruşuna ve olgunluğuna hayran kaldım, gıpta ettim doğrusu. Yarışma sonrası ifade ettiği duyguları ile hem kalitesini hem de tevazu sahibi olduğunu bir defa daha gösterdi: "Ben çoktan kazanmıştım. Ben kalın bir mermer taşıydım. Kaba ve yontulmamış. Ama çevremdeki güzel insanlar beni öyle güzel içten yonttular ki ortaya böyle bir şey çıktı. Ben çevremdeki güzel insanların bir ürünüyüm."
Bu yaşta dört kitabın yazarı olan, bu zengin çocuk bu parayı ne yapacak? Öyle zannediyorum, hedeflerini bir bir gerçekleştirecek. Çünkü haziranda yayımlanan programda “Yılda 150’ye yakın kitap okuduğunu, parası olduğu takdirde okuduğu kitap sayısını artıracağını; çok sayıda dil öğrenmek, bilimsel araştırma yapmak istediğini; edebiyat, müzik ve felsefe ile ilgileneceğini, ölene dek üniversitede okuyacağını ve en büyük hayalinin ise okuduğu kitapları kendi dillerinde okumak olacağını” belirtmişti. Diyeceğim tek şey, Allah bu gencin yolunu açık etsin, zihin açıklığı versin, bu ve daha başka hedeflerini gerçekleştirsin. İnşallah parayı görünce başka Ardalar gibi kendini kaybetmez. Çünkü ülkenin böylesi genç beyinlere ihtiyacı var. Allah sayılarını artırsın.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.