Öznur İnanç

Öznur İnanç

Omurgamıza dikkat etmeliyiz

Omurgamıza dikkat etmeliyiz

Omurgamıza dikkat etmeliyiz

Yaşadığımız pandemi sürecinde ofislerin evlere taşınması, virüse kar­şı alınan önlemler ve dijital bağımlılığın artması daha uzun süre oturarak sabit biçim ­de kalmamıza neden oldu. Bu duruma yanlış oturma şekli de eşlik edince, kas iskelet sorunları kaçınılmaz oldu.Uzun süre yan­lış pozisyonda oturmak kuyruk sokumunda bir baskı oluşturarak omurlara daha fazla basınç uygu­lamasına neden oluyor. Bu da ağrı sorununa yol açabiliyor. Tedavi edilmediği takdirde ise bel, boyun fıtıklarından duruş bozuklukları­na kadar omurga ile ilgili birçok rahatsızlıkla karşılaşabiliriz, işe gidip gelirken, ofiste çalışırken, ders yaparken veya evde dinlen­mek gibi günlük hayatta birçok aktivitemizi oturarak gerçekleştiri­yoruz. Öyle ki İngiltere’de yapılan bir çalışma yetişkinlerin günde ortalama 9,5 saat hareketsiz kaldığını ortaya çıkardı. Bu durum Tip 2 diyabet, kalp rahatsızlıkları, kas ve iske­let sistemi gibi birçok sağlık sorunlarını da beraberinde ge­tiriyor. Fakat, insan vücudu dik duracak şekildedir. O yüzden harekete dayalı olarak ayakta kalmak ise kalp ve kardiyovas- küler sistemlerin daha etkili çalışmasını sağlarken aynı zamanda bağışıklık sisteminin önemli bir bölümünü oluşturan bağırsaklarında verimli olmasına katkı sağlıyor.Oturduğumuz sandal­yeden baktığımız bilgisayara kadar birçok etken bu durumu etkileyebi­lir. O yüzden bel ve boynun doğal eğriliklerini destekleyici şekilde oturmalıyız. Bizler normal oturuş pozisyonunda sandalyeye tüber isçi dediğimiz kemik çıkıntılarımız ile temas ederiz, kuyruk sokumu kemiğimiz temas etmez. Ama uzun süre oturma yada bacak bacak üstüne atma, bağdaş kurma gibi yanlış pozisyonlarda ise kuyruk sokumu kemiği baskı altında kalır. Bu durumda pelvic taban dediği­miz kas ve fasya tabakalarını gerer, onlarda bel sırt boyun kasları­nı gerip bel, sırt, boyun ve baş ağrılarına sebep olabilir. Bu yüz­den iş yerinde ağrıyan başımızın nedeni bile yanlış oturmaktan ya da hareketsiz kalmadan kaynaklı olabilir.Belimize ne kadar az baskı oluşursa o denli doğ­ru oturma pozisyonundayız. Günümüzün büyük bölümü­nü çalışarak geçiriyoruz. Bu esnada çok dikkat etmemiz gerekiyor. Sandalyede doğru olmayan oturuş biçimi ise kan ve enerji dolaşımı yavaşla­tır, bağırsakların çalışmasını yavaşlatır. Aslında çok masum olarak gördüğümüz oturmanın yanlış bir hal alması zararları daha da çok arttırıyor. Uzun süre oturma, kötü duruş vücudun doğal işleyişini büyük oranda bozabilir. Otururken de bazı noktalara dikkat etmek gerekiyor. Örneğin; hiçbir zaman unutmamız gereken konu dik oturmalıyız. Sırtınızın sandal­yeyle rahatça buluşmadığı yerler varsa, özellikle sırtın alt bölgesinde bir sırtlık veya minder kullanmalıyız. Gerekirse boynumuzda destek­lenmeli. Dirseklerimizi yanlarda tutarak kollarda bir L şekli oluş­turmalıyız. Dizlerimizin arkası ile sandalye arasında küçük bir boşluk sağlamalıyız aynı zamanda baldırı­mıza baskı oluşmaması için ayakla­rımız yere tam basmalı. Çalışırken ekran bakma uzaklığı 50 - 70 cm. arasında olmalıdır. Telefon, bilgi­sayar ya da televizyon karşısında sırtınızı kamburlaştıran, boynunuzu düzleştiren bir açı oluşmaması gerekiyor. Burada şuna dikkat etmeliyiz ekranın en üst kısmı göz hizasında olmalı. Bükük bir şekil­de, ayakları sarkan veya düzgün olmayan, sırtı tam olarak destek­lemeyen bir monitöre, telefon ekranına veya belgeye bakarken boynu uzun süre geren ve dizleri, ayak bileklerini çapraz şekilde olan oturma tarzlarından ise kaçınılması gerekiyor

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Öznur İnanç Arşivi