Hafta sonu nedeniyle MHP’li bazı dostlarla gündeme ilişkin bazı konularda sohbet etmek imkanı buldum. Özellikle başkanlık seçimi ve Anayasa değişikliği ile ilgili  konuların yoğunluk kazandığı bu sohbette, MHP’li dostlarımın benimsediği veya çekimser kaldığı konuları iletmek istedim.

Bir kere MHP tabanının neredeyse üçte biri yapılması olası bir referandumda “evet” oyu kullanacağını açıkca söylüyor. Özellikle Devlet Bahçeli yanlısı olan bu kesim, Devlet beyin “devlet”i düşünerek böyle bir yol izlediğini de açıkca ifade ediyor. “evet” oyu kullanacak olan bu kesim, devletin bekasının MHP’den daha önemli olduğunu, Türkiye’nin bölünme riski ve tehlikesi altında olduğuna inanıyor. Hatta bu kesim Devlet Bahçeli’nin bölge mitingleri yaparak neden böyle bir karar aldığını partili tabana anlatmasının çok faydalı olacağı inancında birleşiyor.

Ancak “ülkücü” tabandan gelme bazı MHP’li arkadaşlarım ise yapılacak bir referandumda “hayır” oyu kullanacaklarını söylüyor. Bu kesim  aslında özünde Başkanlık sistemine karşı olmadıklarını, ancak hem Recep Tayyip Erdoğan’dan ötürü hem ‘partili Cumhurbaşkanı’ anlayışı nedeniyle ‘hayır’ oyu kullanacaklarını ifade ediyorlar.

MHP’li dostlarımın kafalarını karıştıran önemli bir konuyu,  Cumhurbaşkanının aynı zamanda ‘Parti Genel Başkanı’ olması fikrinde gördük. Aslında bu konu pek açıkca ifade edilmese de

AK Parti içinden de ciddi muhalefet olduğunu söylediler. MHP’liler, aile ortamlarında yapılan sohbetlerde  Ak Partili bazı  yakın dostlarının  tüm yetkilerin bir tek kişide toplanmasındaki rahatsızlığı dile getirdiğini söylediler.

 ‘Bugünkü durum farklı mı? İlçe başkanından bakana tüm yetkilileri yine Tayyip Bey belirliyor’ hatırlatmasını yaptığımız Ak Partili dostlarımızın verdiği cevap; ‘Evet ama bir gün değişebilir umudu taşıyoruz. Diğer türlü yasal hale geliyor. Ayrıca bugünkü durum bize sorulmuyor. Müdahale edemiyoruz. Edebilsek yine ‘Hayır’ deriz. Referandumda ise önümüze gelecek. Onay istenecek. Rahatsızlığını çektiğimiz bir şeye ‘evet’ demeyiz” şeklinde diyerek MHP’li dostlar ile sohbetimizi sürdürdük.

Ekonomiyi katmadan bir referandumda neler yaşanabileceğini konuştuk uzun uzadıya. Hesaba katmadığımız tek şey Tayyip Bey’in meydan iradesi ve beyanları. Bu çok önemli. Lakin AK Parti 7 Haziran’ı da yaşadı. Buda unutulmaması gereken bir konu.