Mesafeli sosyal hayat başladı
Mesafeli sosyal hayat başladı
1 Haziran Pazartesi gününden bu yana resmi karantinanın sona ermesini adeta sokaklarda kutlamaya başladık.Yaklaşık 75 günden sonra hayatımıza mesafeli de olsa bir hareketlenme geldi. Mekanlar heyecanlı bir şekilde ve yeni düzene uyum sağlayarak, müşterilerine tekrar “merhaba” dedi. Önlemlerin sıkı tutulduğu mekanlarda hijyen en üst seviyede.
Maskeli servis personelleri tarafından girişte temassız ateş ölçerle ateşiniz ölçülüyor. Maskeniz yoksa maske temini yapılıp, masanıza gidene kadar takmanız isteniyor. Masaların arası sosyal mesafe kuralına göre düzenlenmiş. Çoğu mekan barkod ve dijital menü sistemlerini devreye sokmuş. Menünün elden ele gezmesi olayı tarihe karışacak gibi duruyor. Çoğu mekanda tek kullanımlık çatal ve bıçaklar kapalı halde size getiriliyor.
Normalleşme sürecine sadece kafe ve restoranlarda uyulduğunu söyleyebilirim ama ne kadar korunaklı olur ve sonucu nasıl olur şimdilik bilmek zor.
Ancak kontrollü sosyal hayata başladığımızdan bu yana sokaklarda dikkatimi çeken yerlere atılan maskeler ve eldivenler oluyor. Kendimizi ne kadar, karşımızdakini ne kadar düşünüyoruz?
İlk başta grip olan, kendini kötü hissedenin takması doğruyken tabi bizler sağlıklı, sağlıksız hepimiz takmaya başladık. Daha sonra sürece göre maske takımı zorunlu hale geldi. Geldi, geldi de yere atmanın da cezası olmalı diye düşünüyorum.
“Bunu akıl edemeyecek durumda mıyız, ne diyorsun?” diyenler olabilir, 2,5 aydır evet akıl edemeyen bireyler var. 18 yaş altı, 65 yaş ve üzerinin sokağa çıkma yasağının uygulanması ve iki grubun belli günlerde, belli saatlerde dışarıya çıkabilmesi ile her şey yoluna girecek sanıldı. Dışarıdan, içeriye taşınması akla gelmedi.
Maskeleri, eldivenleri bu yaş grubundaki insanlar mı atıyor ya da onlar mı hastalığı bulaştırıyor? Yaşlılarımızı ve 18 yaş altını virüslü gibi görmekden vazgeçemedik.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.