Son günlerin en çok tartışılan bir konusu var.

Çevre ve Şehircilik Bakanının kanserli bir kızla diyaloğu.

Kimilerine göre Bakan bey ayıp etti,

Kimilerine göre kanserli kız.

Olayı bir hatırlayalım isterseniz.

Çevre ve Şehircilik Bakanının yanına giden bir kızcağız,

Kanser hastası olduğunu söyleyerek yardım istedi.

Bakan beyde eline üç beş kuruş para verip,

Bu kızcağızın acısını dindireceğini sandı.

Kızcağız eline tutuşturulan parayı Bakana geri verdi ve

“Hayatta hiç çaresizliği tatmamışsınız” dedi.

İşte bu söz bütün Türkiye’nin içini “cız” etti.

Milyonlar ekran başında kızın çaresizliğine göz yaşı döktü,

Bakan beyi de yaptığından dolayı kınadı.

Daha sonra kız Sağlık Bakanlığınca  bir hastaneye yatırılarak,

Tedavisinin başlandığı söylendi.

Gerçekten bazıları çaresizliği hiç tatmamış.

Ölmekle yaşamak arasında kalan,

Son çare olarak derdini bir bakana anlatmak isteyen,

Sonrada kendini anlamadan dinlemeden eline para sıkıştırılan bir kızcağız.

Birileri çaresizliği bilmediği için,

Eline üç beş kuruş verildi mi susar sanıyor.

Çünkü bir elleri yağda bir elleri balda,

Hiç ikilem arasında kalmamışlar,

Ne yapsam acaba diye hiç düşünmemişler.

Paranın her şeyi çözeceğini sananlara,

Her  “aman” dileyeni dilenci sananlara,

“Yardım” diyenleri dolandırıcılar ile bir tutanlara,

Daha doğrusu anlayıp dinlemeden hareket edenlere

Gerçekten ibret alınacak bir davranış.

Artık özellikle protokole mensuplar,

Daha bir dikkatli davranırlar belki.