Tüm dünyayı kasıp kavurmaya utanmadan, sıkılmadan, bıkmadan devam eden koronavirüs alışkanlıklarımızı değiştirdiği gibi günlük hayatta sıklıkla kullandığımız deyimleri de değiştiriyor. Nasıl da derdik değil mi; ‘Değişmeyen tek şey değişimin kendisidir’ diye? Farkındasınız değil mi nasıl değişiyor her şey? Öğrenmenin yaşı, sınırı yokmuş bunu da anlamış olduk bilmediğimiz bir virüsle mücadele ederken. Bir de koronavirüs belası ortadan kalktıktan sonrasını hesap etsek daha iyi olur aslında. Çünkü su uyuyor ve birileri uyumuyor. Tüm dünyada birçok şey sil baştan uygulamalar, değişiklikler olacak gibi görünüyor. İnsanlık tarihi boyunca pek çok kez kırılmalar yaşamıştır. Bu dönemin de kırılma noktası koronavirüstür. Bu virüs geleceği nasıl etkileyecek? Allah ömür verirse hep birlikte göreceğiz. Aman oturup beklemeyelim de…

Dönüşümün nasıl olacağı ile ilgili ben dahil birçok kişi görüşler beyan ediyor zaten divanda, dergahta, meclislerde… Tek tek şu şöyle olacak bu böyle olacak diye tekrar tekrar girmeye lüzum görmüyorum. Fakat şunun altını çizerek söylüyorum ki; Tüm dünyada artık daha çevreci politikalar, çevreci sesler öne çıkacaktır. Üstüne üstlük bu korona mikrobundan sonra bir tehlike ile daha karşı karşıyayız ki onun da adı kuraklık. Yaşanan kuraklık az evvel bahsettiğim çevreci yaklaşımların daha da öne çıkmasına yol açacaktır. Nitekim çevreciliğin artık lafta, sözde kalmaması lazım. Göstermelik işlerle ‘ahanda biz de çevrecilik adına bunu yaptık’ denilmemesi lazım. Daha çevreci bir mimari anlayış ile şehirlerin inşa edilmesi lazım. Yetkililere duyurulur…

WHATSAPP ŞAŞKINLIĞI

Aile kavramı, değerlerimiz, alışkanlıklarımız koronanın da etkisiyle daha da hızlı bir şekilde değişmeye devam ediyor. Değişimden bahsetmişken bir başka husus da gündeme geldi. Son günlerde bir WhatsApp tartışmasıdır gidiyor. Bazı şahsiyetler Zuckerberg’in WhatsApp’ı ile ilgili kararı beğenmediğini yine Zuckerberg’in icadı olan Facebook’unda dile getiriyor. Çok ilginç. Soruyorlar birbirlerine, “WhatsApp’ın sözleşmesini kabul edecen mi? Etmeyecen mi? Etmeyeceksen nere geçecen?” diye. Bir sanal göç başladı. “Ben WhatsApp’ı bırakayım da falanca yere geçeyim” demek için biraz geç kalındı sanki. Adamlar zaten bu zamana kadar kullanacaklarını kullandı. Mesela daha yeni bir şey değil ki yazışmalara göre önümüze reklam koyulması. Telegram mı Bip mi bilemem ama ‘pek de yabancı casusa ihtiyacımız yok ki, casus içimizde de var. Nereye gidersek peşimizden gelecekler’ diye düşünenlerdenim ne yalan söyleyeyim.

Tüm dünyada birçok kaide ‘sil baştan’ vaziyetine geçerken, değişim ve dönüşüm başımızı döndürmeye devam edecek gibi görünüyor. Allah aklımıza, fikrimize mukayyet olsun inşallah.

Herkese iyi hafta sonları diliyorum. Esenlikler…