Münevver Güleç

Münevver Güleç

Nedir bu 3E?

Nedir bu 3E?

‘’ERKEN TANI, ERKEN TEDAVİ, ERKEN REHABİLİTASYON’’

Gelişim; fiziksel, zihinsel, duygusal, sosyal yönleriyle bir bütündür.

Çocuğun her alandaki gelişimi birbiriyle ilişki içindedir. Herhangi bir gelişim alanındaki aksama, diğer alandaki gelişimi de olumsuz yönde etkiler.

Bebeklik ve ilk yaşlar, dil gelişiminde duyarlı dönemlerdir. Bu yıllar içinde toplumdan fiziksel olarak yalıtılan bir çocuğun dil gelişimi normal olamaz. Çocuk normal toplumsal çevreye kavuştuğunda dil işlevlerinden bazıları gelişecektir.

İşitme kaybının erken tespit edilmesi ve zaman kaybetmeden cihazlanma/ implantlanma yapılması çocuklarda başarılı sonuç alınmasında en önemli etkendir.

Dünya’da milyonlarca çocuk ve yetişkin işitme kaybı ile mücadele ederken, ülkemizde işitme kaybının ortadan kaldırılmasını sağlayacak yöntem ve tedavi seçenekleri hakkında farkındalık maalesef çok düşük.

Dünya Sağlık Örgütü tarafından her yıl 3 Mart işitme farkındalığına ve işitme kaybına dikkat çekmek için '’Dünya Kulak ve İşitme Sağlığı Günü'’ olarak kutlanıyor.

Artık günümüz teknolojisinin geldiği noktada her yaştan insan için işitme kaybı bir engel olmaktan çıkmıştır.

İşitme kaybının ortaya çıkardığı etkileri en aza indirmek ve ortadan kaldırmak hedefimizdir ancak bu;erken tanı,erken tedavi- uygun amplifikasyon (erken cihazlanma) erken rehabilitasyon hizmetleri ile mümkün olmaktadır.Yaşamın ilk birkaç yılı konuşma ve dil edinimi açısından kritik bir dönemdir. Konuşmayı öğrenmek için kritik olan ilk üç yaşta, işitme kaybı tanısı konulamaz ve uygun müdahalede bulunulmazsa işitme kaybının çocukların gelişimleri üzerinde son derece olumsuz etkileri olacaktır.

'İşitme kaybı fark edildiğinde mutlaka aileler geç kalınmadan bir kulak burun boğaz hekimine başvurmalı!’

Türkiye'de tüm hastanelerde uygulanan Yenidoğan İşitme Tarama Programı'nın, işitme kaybına sahip bebeklere erken tanı konulmasını ve erken müdahale edilmesini sağladığını da söylemek gerekir.

PEKİ ERKEN TANILAMANIN ÇOCUĞUN İŞİTSEL REHABİLİTASYONU YÖNÜNDEN ÖNEMİ NEDİR?

Çocukların, tüm alanlardaki gelişimleri için işitme yaşantılarının niteliği çok önemlidir.

Bu nedenle, tüm çocukların doğumdan sonraki ilk yıl içinde işitme taraması ile kontrol edilmeleri önem kazanmaktadır.

İlk yaşı içinde işitme kaybı belirlenen bir çocuğun, teşhisten hemen sonra cihazlandırılması ile dil gelişiminin en hızlı olduğu dönemde çevresinden gelen işitsel uyarıları, gündelik konuşmaları alması ve dilini geliştirme olanağı kazanması mümkün olmaktadır.

Doğuştan işitme kaybının erken tanısı ve erken rehabilitasyonu giderek önem kazanmaktadır. Bu yüzden tüm dünyada evrensel olan yeni doğan işitme taraması yapılması kritiktir.

Yeni doğan işitme taraması (YDİT), ülke genelinde devam etse ve erken tanılama için fırsat verse de, kaçırılabilen ya da sonradan oluşan işitme kayıpları dikkate alındığında erken tanılamada en büyük görev ailelere düşmektedir.

Bir bebekte işitme kaybının tanınması için konuşmanın gelişimini izlemek doğru bir yöntem değildir. Aileler işitme engelini erken dönemde fark etmek için bebeğin, çocuğun insan sesine tepki verip vermediğini gözlemlemelidirler.

İlk 6 ayda, agulama sesi normal işitenler ile işitme kayıplılarda hemen hemen aynı olduğu için, sadece bu seslere bakarak işitme kaybı tanınamaz. Ancak bu aylarda bebeğin sese başını çevirip çevirmediği, gözlerini refleksif kırpıp kırpmadığı gibi tepkiler değerli ipuçları verebilir.

Odyologların ve KBB hekimlerinin bebeklerin aylarına göre işitme ve konuşmayla ilgili gelişimsel özelliklerini değerlendirmeleri, aileleri bu konuda bilgilendirmeleri erken tanı açısından önemlidir.

İşitme kaybı belirlenen ve işitme cihazı kullanması önerilen çocukların işitme ve konuşma eğitimine ihtiyacı vardır. 2-4 yaş civarında tanısı konulan bir çocuğun dil ve konuşma gelişimini yaşıtlarınca kazanabilmesi için kritik dönemi aşmadan eğitime bir an önce başlaması ve 17-18 yaşlarına kadar okul hayatı ile paralel bir şekilde eğitime devam etmesi gerekmektedir.

İşitme kaybı yaşayan bütün bireyler işitsel rehabilitasyon almalıdır. Bunun süresi miktarı ve yoğunluğu işitme kaybının başlangıç zamanı, süresi vb. değişik faktörlere bağlıdır. İşitsel rehabilitasyon programı aşağıdaki parametreleri içermelidir:

-İŞİTME KAYBININ TANISI

-UYGUN DİNLEME CİHAZLARI

-YARDIMCI DİNLEME CİHAZLARI

-İŞİTSEL ALGI EĞİTİMİ

-İLETİŞİM STRATEJİ EĞİTİMİ

-AİLE REHBERLİĞİ

-PSİKO-SOSYAL DANIŞMANLIK

-BİLİŞSEL/LİSAN GELİŞİMİ

-KONUŞMAYI ANLAMA

-KONUŞMA-DİL TERAPİSİ

-HİZMET İÇİ EĞİTİM

Erken uygulanan tedavi/cihazlanma sayesinde çocukların normal konuşma ve dil geliştirebildiğini, eğitim hayatlarını sürdürebildiklerini, erişkinlerin de hayattan kopmadan iletişimlerini ve sosyal yaşamlarını devam ettirdiklerini söyleyebilirim.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Münevver Güleç Arşivi
SON YAZILAR