Zirveye ulaşmak
Hemen her insanın kendisini önemsenmiş bulabileceği bir zirvesi vardır. Kimisi mesleğinde, kimisi sosyal hayatın içinde, kimisi de dini vecibeler bağlamında en tepede bulunmak ister. Şüphesiz bunun için birçok yol vardır. Ancak bu yolların her zaman doğru ve güvenilir olduğu söylenemez. Büyük şairimiz Cenap Şehabettin bu konuya dikkat çeken sözünde “Zirvede kartallar da bulunur, yılanlar da. Ancak birisi oraya süzülerek, birisi sürünerek gelmiştir. Önemli olan nereye gelmiş olduğunuzdan çok, nereden ve nasıl geldiğinizdir” diyerek olayın sosyolojik boyutuna dikkat çekmiştir. Bazılarının kısa yoldan uçarak kartallar gibi gelmesi bir mirasyediyi andırır. Bilindiği gibi mirasyedileri tanımlamak için eskiler “oğlun akıllı ise neylesin malı, oğlun akılsız ise neylesin malı” diyerek, mirasın önemsizliğine dikkat çekmişlerdir. Asıl önemli olanın zirveye kendi çabaları ile gelmedir. Bu şekilde bir başarı değerli ve anlamlıdır. Zaten yeterli kültürel altyapısı yoksa birisinin zirvede kalması da o kadar uzun süreli olmamaktadır. Aslında zirveye ulaşmak hemen herkesin hedefi iken orada uzun süre kalınmayacağını da iyi bilmek gerekir. Her şeyin bir sonu olduğu gibi zirvelerin de bir sonu vardır. Öğrencilerimizle bir doğa kulübü kurmuştuk, bu kulüp aracılığı ile yaptığımız bir organizasyonla Takkeli dağın ikizi olan Gevelli tepesine (1700 m) bir tırmanış gerçekleştirdik. Önceleri keyifli olan tırmanış, tepeye çıktıkça zorlaştı, hava soğudu, bulutların içinden geçerek zirveye ulaştığımızda ise bizi hafif karlı bir ortam bekliyordu. Hepimiz toplandık fotoğraf çekindik, zirvenin keyfini çıkarmaya bile zaman bulamadan inmek gerektiğini anladık. Çünkü hava soğuk, kar atıştırıyor, rüzgâr soğuk soğuk esiyor. Zaten çıkarken ıslanan ayakkabılarımız, elbiselerimiz bizim orada daha fazla kalamayacağımızı hatırlattı. Çıkışımız 6 saat sürdü ama inişimiz 4 saatte gerçekleşti. Tüm günü geçirdiğimiz tırmanış sonrasında 2 gün dinlenme bizim ancak kendimize gelmemize yetti. Aslında bu tırmanış tıpkı bir ömür gibi düşünülürse, uzun süreli olarak zirvede kalmak mümkün değil. Her insanın başarısızlık kadar başarılı geçirdiği zamanlar da var. Bu sürelerin uzatılması insanın ne olduğuna bağlı olarak değişirken bunun bir de geri dönüşü var. Bu nedenle insanın başarılı olması, tırmandığı zirvenin büyüklüğü olduğu kadar, orada yaptığı işlerle de ölçülür. Zirveye tırmanırken o kadar çok yorulmuştuk ki durup dinlenmeye, zirvenin keyfini çıkarmaya bile zaman bulamadık. Aynı şekilde insan ömründe de zirvede olduğu zaman dilimi kısadır. Ancak kişinin yılan ya da kartal gibi zirveye gelişine göre gidişi de benzer zaman alır. Kalıcılık ise orada yaptığı işlerle olur. Kartallar zirveye uçarak gelir ama gelişi gibi gidişi de uçarak olur. Bizim gibi yavaş yavaş çıkanlar ise çıkışlarında da yavaş yavaş aşağıya iner. Bu bakımdan zirveye çıkmak kadar önemli olan orada kalış süresi ile inişte geçirilen zamandır. Zirvede doğru işler ve davranışlar gösterilirse, indikten sonra da hatıralar canlanır, tıpkı çekinilen fotoğraflar gibi kalıcı eserler ortaya çıkar. Kartallar gibi gelenlerin orada fotoğraf çekinmeye ya da kalıcı eserler ortaya çıkararak hatırlanması pek mümkün olmaz. Diğer yandan zirveyi ve zirvede kalmayı anlama bakımından geçmişteki kişilerin biyografilerini okumak doğru bir yoldur. Bu biyografiler geçmişte başarılı olanların aslında ne kadar zorluklarla zirveye çıktığını göstermesi bakımından fikir vermektedir. Hiç kimsenin yaşamı kolay değildir. Yaşamın kolaylığından çok yapılan işlerin önemi anlam kazanmaktadır. Zaten insanın hatırlanması en fazla 2 kuşak sonra sona erecektir. Bu nedenle zirveye çıkmayı hedef olarak öncelemek ancak zirvede yaptığımız işlerle kalıcı olmaya gayret göstermeliyiz. Şüphesiz her insan çalışacak, çaba gösterecek ancak bunu birilerinin sırtına binerek yapmaması gerekir. Bizim İslam anlayışımızda hiç ölmeyecekmiş gibi bu dünya için hemen ölecekmiş gibi de ahiret için çalışmak var. Bu denge tutturulduğunda ise insanın mutlu olmaması için hiçbir neden yok. Öyleyse zirveye odaklanmak ancak bunu kartallar gibi uçarak olmayacağını bilerek yapmak gerek. Zira kartal olmak farklı özellikler gerektirir.