Konya
Açık
4°
Aksaray
Açık
4°
Karaman
Açık
5°
Ara
reklam

Ölçüyü kaybettik mi?

YAYINLAMA:

Her gün binlerce yalan ve yanlış bilgiye (dezenformasyona) uğrayarak neyin doğru neyin yanlış olduğu sezgimizi kaybettik. En azından ben kendimi böyle görüyorum. Zira sosyal medyada olan bir bilginin, TV haber bültenlerinde en küçük kırıntısı bile geçmezken, hiç de önemli olmayan bir konu TV haber bültenlerinde köpürtülerek veriliyor. Bazı TV kanallarını artık önemsemiyorum. Çünkü bu kanallar zaten şirazesi şaşmış şekilde nasıl saçma sapan haber veririm peşinde… Eskiden olmayacak ya da olmadık birşey için, öküz altında buzağı aranıyor diye söylenirdi. Bilindiği gibi öküz erkek büyükbaş hayvana verilen bir isim, bu nedenle yavru yapması mümkün değil. Şimdi onu geçtik, en azından öküz de büyükbaş cinsinden bir hayvan, acaba erkek hayvanlarda doğurur mu konusu bile bazı konularda daha anlamlı kalıyor. Öküz altında artık farklı bir cins tavuk aranıyor. Maalesef toplumun önemli bir kısmı da buna inanıyor ve onay veriyor. Oysa yalın bir gerçek var ki doğru bir tanedir. Ve doğruyu şekillendiren de niyetlerdir. Niyet hemen her işin başıdır. İbadetlere niyetlerle başlanır, niyetle devam edilir. Eğer niyet bozuksa, ki buna şirazesi şaşmış denir, ne yapsak boşunadır. Bu nedenle ölçü çok önemlidir. Şimdi ölçü bu derece önemliyse ölçüyü nasıl ayarlayacağız. Yani ölçü bozuksa bunu nasıl düzelteceğiz. Kaldı ki sosyal bilimlerde bu durum çok daha sıkıntılıdır. Yani tarafsız biçimde değerlendirerek karar vermek zordur. Bu bakımdan niyetleri doğru anlamak, anlatmak, uygulamak buna göre kararları tarafsız vermek imkansıza yakındır. Necip Fazıl’ın efsane tiyatro eseri Reis Bey bunu anlatan nefis bir eserdir.

Diyeceğim o ki ölçü önemlidir. Ölçüyü doğru koymak, hile yapmamak ve ölçünün gereği olan uygulamaları yapmak sosyal bilimlerde çok daha zordur. Sosyal bilimlerde ölçü, matematik gibi 2x2 dört eder gibi bir formülasyon şekli değildir. Bu nedenle kişisel yargılardan mümkün olduğunca kaçınmak, eldeki delillere göre hareket etmek, delillerin sahih yollarla ve doğru alındığından emin olmak gerekir. Aksi durumda iyi niyetle bile olsa yanlış yola sapılabilir.

İkinci ve çok daha önemli bir husus da tarafsız değerlendirmeler yapabilmektir. Belki de bu hepsinden daha zordur. Bir baba çocuğuna en küçük olumsuzluk olsun istemez. Olumsuz bir durum olsa bile onu kabullenmez. Duygusallık nedeniyle bir doktor çok iyi uzman olsa bile çocuğunu tedavi edemez. Bu nedenle ölçüyü iyi oluşturmak, o ölçüde taviz vermemek, her kim olsa bile o ölçüyü uygulamak büyük önem taşır. İşte hemen her gün TV lerde ben doğruyum, herkes benim gibi düşünmeli türünden yazar, çizer, gazeteci, uzman gibi kişilerin ölçek ortaya koymadan fikir sunmaması gerekir. Ancak bunun yerine hemen hepsi ben doğruyum peşinde. Benzer şekilde işe alım yapan insanların tarafsız kriterler geliştirmesi, buna uyanları işe alması önem arz eder. Mülakat elbette yapılır, yapılmalıdır ancak bunun adayın aleyhine olacak şekli ile değerlendirilmesi doğru değildir. Aynı şekilde şüphelinin de peşinen suçlanarak, suçlu muamelesine tabi tutulması kabul edilemez.

Bir hikâye anlatılır. Bir ilimizde kumar oynanmasına karşı savaş açan ve hemen her türlü kumarı engellemeye çalışan o ilin valisi, ciddi bir ilerleme sağlar, ancak kumarı engelleyemez. Duyumlarında hâlâ kumar oynanmaktadır. Oysa ne iskambil kâğıdı ne de zar yoktur ve kumar şiddetli biçimde yasaktır. Günün birinde Vali bir yerden gelirken 2 kişinin birbirinden para alıp verdiğini görür. Bunlar kumar oynamaktadır ancak ortalıkta herhangi bir araç (zar kâğıt vb) yoktur. Vali adamların yanına gelir, siz kumar oynuyorsunuz der, Adamlar inkâr eder. Vali size herhangi bir ceza vermeyeceğim ancak bana nasıl kumar oynadığınızı bir anlatın der. Adamları ikna eder. O iki adam evet biz kumar oynuyoruz derler. Nasıl? Gelen araçların plakalarına göre tek/çift şeklinde kumar oynuyoruz diye açıklarlar. Vali anlar ki ben ne yapsam, hangi önlemi alsam da kumarı önleyemem der. Buradan şunu anlamak gerekir. Niyet işte bu nedenle önemlidir. Genel olarak insan zayıf karakterli bir canlıdır. Menfaatleri karşısında eğilir, çok az insan vardır ki elde edeceği menfaat karşısında eğilmesin. İşte tarafsız ölçütler koymak, ölçütleri doğru uygulamak ve daha da önemlisi bunu yansız biçimde yapmak çok çok önemlidir. Bu bakımdan herkes Hz. Ömer adaletinden bahseder ama kendisine uyandan, uymadığında ise bu adalet yanlış der. Oysa herkes benim gibi, senin gibi düşünmek zorunda değildir.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *