Mithat Direk

Mithat Direk

Haklı olmak

Haklı olmak

En sevmediğim cümle “ben sana demiştim, ya da bak gördün mü” cümlesidir. Buna haklı çıkmak da denir. Birçok olayda ya da durumda birileri dışarıdan bize baktığında bizdeki eksiklikleri görebilir. Ancak kişi içinde bulunduğu ortamın etkisi ile genelde kendi durumu görmez ya da görmemezlikten gelir. Sonuçta aksi bir durum gerçekleştiğinde de üzülür. Oysa biraz geçmişteki ya da dışarıdan bakan insanların görüş ve düşüncelerine değer verse bu durumlara düşmesi mümkün olmaz. Bu nedenle ben demiştim, sözü hem çok kırıcı hem de ders verici niteliktedir. Ancak bizler bunu pek dikkate almayız, kendi bildiğimiz yoldan devam ederiz. Sonuçta mehter takımı misali 2 ileri 1 geri devam eder gideriz.

Bu sonuçlara gelmemek için İslam toplumunda istişare diye bir müessese geliştirilmiştir. Bir konuda karar alınacağında Peygamberimiz de içinde bulunduğu ortamda tartışılır ve en uygun karar alınırdı. Bu hiçbir zaman değişmemiştir. Ancak günümüz dünyasında Google diye arama motoru birçoklarını alim, birçoklarını da filozof yapmış, sosyal medya ile birleşen bilgi kirliliği temiz duygu ve düşüncelerin üzerini örtmüştür. Böylece ben bilirim tarzı bir anlayış ortaya çıkmış, bu durum en çok da gençleri ya da ergen çağdaki kişileri etkilemiştir. Ergen ya da yeterli eğitim almamış kişiler “çok bilmiş” pozisyonuna düşmüşlerdir. İşte bu durum, cahiliye döneminde olan ve bunun olmaması için Peygamber tarafından getirilen istişare mevzuu böylece göz ardı edilmiştir. Oysa istişare kaynak kullanımının da en doğru biçimidir ve hem üretim hem de zaman kaybının önüne geçer.

İkinci önemli husus ise dedikoduya mahal vermektir. Bu nedenle eskiler dedikodudan sakınabilmek için işlerini orta yerde ve herkesin göreceği şekilde yapmışlar, dedikodunun önüne geçmişlerdir. Günümüzde her şeyin gösteriş olduğu düşünüldüğünde dedikodu olacak o kadar çok şey vardır ki bazıları bunu da kategorize ederek bazılarına beyaz yalan demişlerdir. Oysa herkes biliyor ki yalanın herhangi bir çeşidi yoktur ve küçüğünden büyüğüne dedikoduya mahal vermektedir. Tarihte büyük yalanlar da söylemiştir.

Hangi gerekçelerle olursa olsun yalan, insanın ruhunu alan, ortaya çıktığında da ciddi yıkımlara neden olan bir eylemdir. En çok da söyleyeni etkilemektedir. Herkesin bildiği gibi Titanik gemisi olayları ciddiye almamak ve yalanlar yüzünden batmış binlerce insan ölmüştür. Oysa gerçek tüm çıplaklığı ile ortaya konulsa belki de bu denli büyük bir trajedi yaşanmayacaktı.

Yıllar önce bir tiyatro izlemiştim, etkisi bende yıllardır kaybolmadı. Tiyatronun ana fikri kabaca şu şekildeydi. İki samimi arkadaş bir yere giderler, birinin omuzunda bel diğerinin elinde balta vardır. Onları giderken o şekilde gören kişiler, dedikodu yaparak, iki arkadaşın birbiri ile kavga ettiğini ve birbirini öldürdüğüne inanırlar. Öyle bir şey olmadığı oyunun sonunda 2 arkadaşın güle oynaya geldiklerinde görülür. Orada bulunan herkes derin bir hayal kırıklığına uğrar. Dolayısıyla yalanın ya da suizan yapmanın tamamen yasaklandığı ve bunun lanetlendiği bir dinin mensupları olarak, bilmediğimiz konuları istişare ile doğru bilgiye döndürmemiz mümkündür. Ancak bu duruma bazen kendi egolarımız engel olmakta, ben bilirim şeklinde bir davranış içine girilmektedir. Oysa herkesin bildiği kadar da yanıldığı bir ortamda yaşadığımız unutulmamalıdır. Ancak günümüz insanında meydana gelen ve giderek artan ego, kendini beğenmişlik, ben bilirim tavırları kişisel hataları da meydana getirmektedir. Böylece bir kısır döngü çerçevesinde makama gelen hemen herkes ciddi hatalara neden olmaktadır. Oysa istişare makamını çalıştırsa ve acaba diye bir düşünse eminim hatalar en aza inecek ve mehter yürüyüşü yerine düzenli ve istikrarlı bir ilerleyişe dönülecektir. Bu nedenle ilk yapılması gereken eskinin ya da öncekinin yaptığını çöpe atmak değil, onun eksik ve hatalı yönlerini ayıklayarak, daha iyi şekle getirmektir. Bu durum istikrarlı bir kalkınmayı ortaya çıkaracaktır. Herkesçe çok iyi bilinmektedir ki Dünyada eşi benzeri olmayan bir ülkede yaşıyoruz.

4 mevsimin görüldüğü, bu zengin coğrafya daha fazla refahı hak etmektedir. Öyleyse ilk yapılması gereken istişare meclisinin çalıştırılması ve yalandan uzak durulmasıdır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mithat Direk Arşivi