Köşe yazarlarından muhabirlere kadar medya sektörünün içerisinde olan herkesten, ‘ülkenin, memleketin güncel sorunları’na değinmeleri istenir.

Onlar da vazifeleri gereği yazarlar, çizerler, haber ortaya koyarlar vesaire. Yapılan iş, toplumun bir kesimini memnun ederken diğer kesimden, “Böyle yazı mı olur, böyle habercilik mi olur, şu şu şöyle yazılmış niye böyle yazdın, kim tarafından fonlanıyorsunuz” ve benzeri yorumlar yapılır…

Bizim işler böyle. Balta, kürekle iş yapmıyoruz ama bizim iş de zor…

Bunlara alışkınız. Yapıcı eleştirilere de açığız. Gazetecilik mesleği için de bunun elzem olduğunun farkındayız.

Daha bu zamana kadar benim başıma gelmedi çok şükür ama birçok meslektaşımıza küfür içerikli yorumlar geldiğini de biliyoruz, siz de tahmin ediyorsunuzdur. Azalarak yok olmasını dilesem de bu küfürden, kötü sözden vazgeçilmeyecek gibi görünüyor. Ama sorsak sayan sövenlerin hepsi de Müslüman…

Her neyse, gelelim bu ‘güncel sorun’ mevzusuna.

Bu ‘güncel’ ve ‘sorun’ kelimelerinin yan yana gelmesine takmış durumdayım.

Düşünüyorum; Türk’ün ne güncel sorunu var? Bunu asla küçümsemek için söylemiyorum. Ama siz de bir düşünün…

Köklü, şanlı, şerefli tarihe sahip bir milletiz.

5000 sene önce ne sorunumuz varsa bugün de aynı sorunlar mevcut, geçerliliğini koruyor. Mesela; içerde düşmanlar 5000 sene evvel de vardı, hala da var.

“Dış düşmanlar, dış güçler” adına ne derseniz deyin, 5000 sene önce yok muydu? Vardı.

Basiretsiz, liyakatsiz makam, mevki sahipleri yok muydu? Vardı.

Ben bildim bileli ekonomide sorun var. Büyüklerimize soruyoruz, onlar da zar zor geçinmiş.

Kuraklık, Orta Asya’da iken de sorunmuş, Anadolu’ya göç edilmiş, hala gündemde.

Biz mavi boncuk takışına, ırmağının akışına seve seve hayatımızı feda ederken, birileri yurdun en güzel köşelerinde bulunan mal, mülk için birbirini yedi. Sonra çıkarları çatışınca, olup bitenler ayyuka çıktı. Üzüldük tabi bir taraftan. “Biz can vermeyi göze alırken, birileri yiyeceği üzümün derdinde” diye.

Zaman geçiyor, çağ değişiyor ama temel sorunlar, düzen değişmiyor. Düzeni değiştireceğini söyleyen de yalan söylüyor. En iyi ihtimalle aynı haltın laciverdi bir düzenle yönetiyor.

Talihimiz bu. Döner mi? Bilmem…

Esenlikler.