Geçtiğimiz günlerde Miryokefalon Zaferinin 840. Yılı kutlandı, Bağırsak Dere’de dualar okundu, Alaaddin Cami avlusunda bulunan, kemikleriyle  köpeklere ziyafet olan Selçuklu Sultanlarının içleri boş türbeleri önünde 840 hatim indirildi ve yıkılan adliye binasının olduğu alana 2. Kılınçarslan Meydanı adı verildi.

840 yıl sonra bu kutlamaları kim ya da kimler akıl etmişse onlara türlü çeşitli madalyalar, onur belgeleri, hatta Nobel Barış Ödülü falan verilmelidir! Böyle ileri görüşlere sahip, tarih tutkunu kutsal adamlar her çağa kısmet olmaz. Bütün Konyalılar bu ruhani adamların kadir kıymetlerini bilsinler! Konyalıları hor görmeyin; içimizde kutsal rüyalar görüp, tarihçilerin yıllardır tartışıp durdukları savaş alanlarını rüya ile keşfedecek kadar kutsal ilimlere sahip adamlar var. Bazı işbozucular, “her eksiğimiz bitti bir ileğen örtüsü mü kaldı” diyeceklerdir; varsın desinler. Zahir böyle 840 hatimli kutlamalara akılları basmamıştır!

Doğrusu bu ya, benim de aklım basmadı. Abideleri ve Kitabeleriyle Konya Tarihi’nin yazarı İbrahim Hakkı Konyalı, başka birisinden duyduğu bir olayı bu kitapta ciddiyetle anlatır. Selçuklu Sultanlarının mumyaları çalınmış, Tacülvezir türbesine atılmış, köpekler cesetleri parçalıyorlarmış falan- filan… Milliyetçi geçinen aydım- kaydım yazarların 1964 yılından beri hazır milli malzemesi haline getirdikleri bu konuya, her fırsatta tek parti dönemini suçlayanların kafaları da basmaz. Çünkü yalan üzerine onca yıl dedikodu yaptılar, onu- bunu suçladılar.

Murat Bardakçı 20- Mart- 2004 tarihil Hürriyet gazetesindeki yazısında bir yalanı çürütüp bir gerçeği ortaya çıkardı. 1994 yılında sultan türbelerinin onarımı yapılırken sultanların kemikleri torbalara konulmuş ancak torbalar açıkta bırakılmış. Köpeklere ziyafet olup, sağa sola dağılan sultan kemiklerinin kalanları karışık olarak çevreden toplanıp yeniden çuvallanmış ve Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne gönderilmiştir. Şimdi işin püf noktası anlaşıldı mı? Türbelerdeki koskoca Selçuklu sultanlarının kemiklerini koruyup sahip çıkamayanlar, bugün boş türbelerin önünde 840 hatim inip tören yapıyorlar! Hangi akla uyup, nasıl becerdiler, kimlerin kafasına esti bilmiyorum, ama bu şatafatlı kutlama törenleri; yeni yazılacak Konya tarihine geçmeli. Hem de bu kutlamalar her yıl yapılsın; gelecek yıl 841 hatim, öteki yıl 842 hatim indirilsin.

***

“Ne var bunda? Keşke her gün  hatim indirilsin, sevap olur” diyen çıkarsa baştan sona haklıdır!. Okunan Kuran’ı anlayan diriler az olduğuna ve Türkçeye çevrilmiş Kur’,0

an’a gerek duyulmadığına göre; ölülere bol bol Kuran okunsun! Sayın din adamlarımız “Kuran ölüye, türbeye okunmak için değil; dirilerin anlayıp ona göre hareket etmeleri için vardır. Yaptığınız bu işler şirktir, şirk en büyük günahtır” diyebilselerdi “Siz ölülere duyuramazsınız, onlar duymazlar…” ayetini anlatabilselerdi, yıllardır yalan bir duyum üzerinden hazır milli konu çıkaranlar bu gerçekleri açıklama erdemini gösterebilselerdi bu işler böyle olmayacaktı.

NOT: Bu konuya ilgi duyanlar, 28 Mayıs 2016 tarihli Anadolu’da Bugün gazetesindeki Sultan Kemiklerinden Köpeklere Ziyafet başlıklı yazıma ve 20 Mart 2004 tarihli Hürriyet gazetesindeki Murat Bardakçı’nın yazısına bakabilirler.