KANLI YILBAŞI, KANLI İZMİR
Türkiye 2017’ye kanlı girdi. Hemen arkasından İzmir’de patlama oldu. Şimdilerde halk, hop oturup hop kalkıyor. Kanlı bu iki olay karşısında halkın ne düşündüğü çok önemlidir. Böyle kanlı olaylar sonrasında kimileri “oh olsun” dedikleri sürece tehlikeler gitgide büyüyecek ve toplum daha fazla bölünme, kutuplaşma yaşayacaktır. Oysa emperyalizmin ve terör odaklarının istedikleri de budur. Her ne kadar “seferberlik, birlik” söylemleri öne çıkıyorsa da bu bölünme ve kutuplaşma tehlikesi bazı kesimler tarafından ha bire körüklenmektedir. Bir kesim, bir kesime “oh olsun” diyebiliyorsa sözün bittiği yere gelinmiştir ve geriye dönmek zordur.
Terörle girdiğimiz 2017’nin ilk günlerinde çay ocağı, kahve gibi “laf üretim merkezlerinde”, esnaf dükkânlarında dolaşıp; halkın konuştuklarını sessizce dinledim. Konuşulanlardan algıladığım kadarıyla çoğunluk yılbaşı kutlamalarını Noel kutlamalarıyla karıştırıp “Oh olsun. Noel kutlarken cehennemlik oldular, geberdiler cehennemim en dibini boyladılar.” Diyenler çoğunlukta. “Noel Baba bizim neyimiz olur? Babamız mı, dedemiz mi? Hıristiyanların haçlı geleneği Noel, Müslümanlığı böyle parçalıyor” diye yazanlar da çok. 1923’ten bu yana Kemalizm’in Türkiye halkını Müslümanlıktan uzaklaştırdığını, bu günkü her sorunun Kemalizm’den kaynaklandığını iddia eden köşe yazarları da oldu.
Noel’in bizlerle bir ilgisi olmadığı doğrudur. Ancak İseviler Noel’i 31 Aralık gecesi değil, 25 Aralık gecesi kutlarlar. Noel, İsevi toplumlarda İsa peygamberin doğum günü olarak ve yeniden dirilip arınma günü olarak kutlanır. Türkiye’de 31 Aralık gecesi kutlanan yılbaşı kutlamasıdır. Noel Baba ile bir ilgisi yoktur. Kaldı ki isteyen istediği şekilde kutlar ya da kutlamaz.
Noel ya da yılbaşı kutlamaları yapılmadığında ekonomi düzelecek mi? Çocuk tecavüzleri, çocuk gelinler, kart tekelikler ortadan mı kalkacak? Dinini doğru dürüst bilmeyenlere cennet kapıları mı açılacak? Ya da asgari ücretle sigortasız eleman çalıştıran, beş vakit namaz kılıp, “ticarette her şey mubah” diyerek olmadık rezillikleri yapanlar, bu rezillikleri yapmaktan vazgeçip koyu Müslüman mı olacaklar? Neyse, herkes ne yaparsa yapsın beni ilgilendirmez. İslam dininin yasakladığı her şeyi her gün yaparak koyu dindar görünenlerin hiç bilmedikleri konularda din adına yazıp, konuşmaları çok etik olmasa gerek.
İzmir’deki kanlı olay olmadan önce “İzmir’de neden patlama olmuyor? Çünkü orası gâvur İzmir” gibi iletileri ben de gördüm. Çoğu terör olayları ve patlamalardan sonra “oh olsun” diyenler az değil. Bu söylemler dinlerden, insanlıktan, milliyetçilikten, ahlaktan çok uzaktır. Yeryüzünün hiçbir yerinde kan dökülmesin, hangi dinden, hangi ulustan, hangi soydan olursa olsun hiç kimsenin burnu bile kanamasın. Kendimize “biz de insanız” diyebiliyorsak yeryüzündeki bütün acı olaylar karşısında en az o acıları tadanlar kadar herkes üzülebilmeli ya da bir sevinci bütün insanlar paylaşabilmeli.
İnsanları, toplumları ayırıp ötekileştirmek son derece yanlıştır, son derece tehlikelidir; çünkü böyle yanlış işler insanları birbirine düşürür. Bunlar emperyalist, bölücü ve teröristlerin işine gelir. Bunlar toplumlara kurulmuş tuzaklardır. Üzülerek yazmak zorundayım ki Türkiye’de bu tehlikeler şöyle ya da böyle, bir şekilde körüklenmekte ve sonuçları kanlı oluyor.