İNSAN VE GİYSİ İLİŞKİSİ
Mevlana’mızın güzel sözlerinden birisi çok ilgimi çeker. “Çok insanlar gördüm üstlerinde giysi yok, çok giysiler gördüm içlerinde insan yok.” Demek ki canlı insan vücutlarıyla, cansız giysiler arasında gizli bir bağ var.
Bazı modacılar insanın giyip kuşandığı giysilerin, kişilikleri ortaya çıkardıklarını öne sürerler. Yüzde yüz olmasa da bu düşünüş tarzı doğrudur. Ancak, Mevlana’mızın dediği gibi her süslü giyinmiş kişi çoğu zaman sağlam bir kişiliğe sahip değildir. Aksini düşünürsek Kötü giyinen, giyime çok fazla önem vermeyen kişiler de çoğu zaman sağlam kişiliğe sahip olanlardır. Bu bir genellemedir ama kesin bir kural değildir; bu iki seçeneğin dışında kalanlar da olabilir. Kapalı bayanların hepsine dindar, açıkların hepsine de inançsız diyemeyiz. İşte kesin olan kural budur. Her ne kadar giyim kuşamdan insanların yaşam tarzı ve kişiliklerini yansıtan görsel algılar ortaya çıksa da yanılgıya da düşülebiliriz.
Kim ne giyerse giysin, bizim vatandaş olarak karışma hakkımız yoktur. Belki eleştirebiliriz. Benim bu yazdıklarım eleştiri de değil, yalnız bazı şeyleri anımsatmaktır. Aşırı uçuk- kaçık giyimler dikkat çekebilir, iticilik uyandırabilir ama kimsenin kimseye karışma ve uyarma hakkı yoktur.
Her gün yüzlerce kapalı bayan görüyoruz. Kapalı bir bayan gördüğümüzde ilk algıladığımız şey bu bayanın dindar bir bayan olduğudur. “Tamam, olabilir, bayan inancı gereği böyle giyinmiştir” diye düşünürüz. Bir süper mini etekli, askılı giysi giymiş ve hemen her yanı açık bir bayan gördüğünüzde bu bayanın modern ya da inancı az bir bayan olduğunu düşünebilirsiniz. Her iki giyim tarzı da toplumda dikkat çeker ve ilgi odağı oluşturur.
Kapalı bayanların çoğu, özellikle gençler çok modern giyiniyorlar, saçlarını örtüyorlar ama ayakları çıplak. Başlarını örtüyorlar ama vücutlarının her kıvrımı meydanda. Aşırı makyajla yüzlerini daha da ilgi çekici yapıyorlar. Dolayısıyla gören insanda bir ilgi uyandırıyor. Böyle giyinmiş bayanlara sorarsanız “dindarım, inancım gereği böyle kapalı giyiniyorum” diyecektir. Kapalı giyinmiş ama her yanı meydanda. Hiçbir kimse ve hiçbir bayan dini inançları bu kadar sulandırıp ayağa düşürmemelidir. İnancınız gereği kapalıysanız bu işi sulandırmadan aslına uygun yapmalısınız ki gören de sizin gerçekten dindar olduğunuza inansın. Aynı şeyler açık saçık giyinen bayanlar için de geçerlidir. Modern görünmek adına giyimde aşırıya kaçılmamalıdır. Hiçbir kimse hiçbir inancı ve yaşam tarzını abartmasın, sulandırmasın. Bir partinin, bir kurumun, bir inanç ya da düşüncenin rozetini ya da rozet yerine geçebilecek bir şeyi ,bir giysiyi üzerinizde taşıyorsanız giyim kuşam ve eylemlerinize çok dikkat edip ona göre davranmak zorundasınızdır. Böyle bir nişane taşımadığınızda istediğinizi yapabilirsiniz. Onun için din adına kapalı bayanların giyim kuşam ve eylemlerine çok dikkat etmeleri gerekir. Aksi halde olumsuz yorumlara kapı açılır, üç beş bayanın olumsuzluğuna bakılarak bütün Müslümanlar üzerinden olumsuz eleştiriler yapılır. Bazı internet sitelerinde türbanlı bayanların çok kötü görüntüleri üzerinden istismar yapılıyor. Bu yüzden kapalı bayanlar daha dikkatli davranmak zorundadırlar.
Erkek olsun, bayan olsun herkes öyle giyinip öyle davranmalı ki; karşınızdakilere üstünüzdeki giysinin altında bir insanın bir kişiliğin olduğunu belli edin. “Giysisi çok pahalı ama kendisi iki para etmez” demesinler. Ya da “Bunun böyle göründüğüne bakmayın, bu gördüğünüz kişi çok bilgilidir, insanlıktan başka bir şeye değer vermeyen gerçek bir insandır” gibi şeyler söyleyebilsinler. Dileğim; her giysinin içinde bir insan, her insanın üstünde bir giysi olsun.