Gilissiralı Hacı Tahir Hoca
Kurtuluş Savaşı ve Türkiye Cumhuriyeti devletinin temellerine harç koyanlar arasında yer alan Hacı Tahir Hoca; köylümüzün, Konyalımızın ve milliyetçi her vatandaşın onur duyduğu aydın bir din bilgini, hukukçu, eğitimci ve siyaset adamıdır. Babası ve dedesi de müderristir.
Hitabet ve vaaz sanatının eşi zor bulunan ustalarından birisi olarak tanınır, vaazlarında cemaati anında etkiler, çok güzel konuşur; Arapça, Farsça ve Rumcayı çok iyi bilirdi.
1863 yılında Müderris Osman Hoca Efendi’nin oğlu olarak Konya’da doğdu. İlk medrese öğrenimini Konya da tamamladıktan sonra İstanbul’da yüksek öğrenim gördü. Müderris Şakir Efendi’den diploma alıp öğrenimini tamamlayarak Konya’ya geldi. Müderrislik sınavında başarı kazanıp müderris oldu. Babasının tamir ettirip genişlettiği Küçük Daire isimli aile medresesinde çeşitli dersler okuttu. Rahime Hanım ile evlenerek bu evlilikten beş çocuğu doğdu. Bu arada ticaretle de uğraştı. Rumlarla olan ticari ilişkilerinden dolayı Rumcayı da çok iyi bilirdi. Ticaret için sıkça gittiği İstanbul’da birçok devlet adamıyla oturup kalkar, siyasi ortamlarda da bulunurdu.
Mondros Antlaşması sonrasında bütün Anadolu işgal edilmeye başlanmışken Konya da İngiliz ve İtalyanlar tarafından işgal edilir. Ordu dağıtılmış asker terhis edilmiştir. 12. Kolordu bütün teknik donanımlarıyla birlikte Konya’dadır ama askeri yoktur. Üstelik Ermenilere yakınlığından dolayı Artin Cemal denilen bir vali vardır. Vali Artin Cemal Konya’nın işgaline sessiz kaldığı gibi gelenlerin işgalci değil padişahın izniyle geçici olarak geldiklerini halka duyurarak, işgalcilere destek vermektedir. Bu yüzden işgal kuvvetleri silah patlatmadan Konya’yı işgal ettiler. Başta Sivaslı Ali Kemali Hoca ve Hacı Tahir Hoca olmak üzere, Yalvaçlı Ömer Vehbi Hoca, Hadimli Mehmet Vehbi Hoca, Saatçi zade Rıfat Hoca gibi Konya’nın din bilgeleri bir araya gelip hem işgalcilere hem de şehir yönetiminde bulunan Vali Artin Cemal’e karşı mücadele ettiler. Vali ve işgalcilere sert çıkışlar yaparak işgalin sona ermesini istediler. Gençlere önder olarak şehir merkezinden ara sokaklara giremeyen işgalcileri dövdürdüler. Tahir Hoca Sivaslı Ali Kemali Hoca ile birlikte işgalcileri protesto mitinglerinde miting düzenleme kurulunda ve konuşmacı olarak yer aldı. Bu yüzden Vali tarafından gözaltında tutuldular, izlendiler, baskılarla karşılaştılar. Bu baskılardan yılmayan Konya bilginleri ile birlikte hacı Tahir Hoca Vali Artin Cemal’i halkın eline verip linç ettirmekle tehdit etti. İşgalcilerin Öğüt gazetesini kapatmalarına tepki olarak Ali Kemali Hoca önderliğinde yapılan mitingde yaptığı konuşmayla halkı galeyana getirdi.
Daha sonra Aleaddin Tepesi’nde yapılan bir mitingde halkın galeyana gelmesiyle Vali Artin Cemal ve Polis Müdürü Halis tutsak alındı. Halkın önünde yine Ali Kemali Hoca ile Tahir Hoca bulunuyordu. Vali Artin Cemal ve Polis Müdürü Halis elleri kolları bağlanıp Kapu Cami imamına teslim edildi. Bu kargaşadan ürken işgal kuvvetleri komutanı Valiyi telefonla arayıp konuşamayınca can derdine düştüğünden İşgalciler bundan böyle Konya’da barınamayacaklarını anlamışlardı. Hacı Tahir Hoca arkadaşlarından tam yetki alarak Doktor Rıfkı Tuğyan ile birlikte işgal komutanlığının kapısına dayandı. Halkta arkalarından gelmişti. İşgal kuvvetlerinin karargâhı şimdiki Meram Anadolu Lisesi yani eski Gazi Lisesi binasıydı. Kendilerini engellemeye çalışan nöbetçileri dinlemeyip paldır küldür işgal komutanın odasına girdiler. İri yarı, bileği bükülmez iki kızgın Türk’ü karşısında gören işgal komutanı şaşkınlığından ayağa kalktı. Hacı Tahir Hoca oldukça kızgın ve sert bir tavırla işgal komutanını azarlarcasına şunları söyledi.
“ Halkı teskin etmek güçleşiyor. Konya’nın etrafı askerlikten yeni terhis edilmiş silahlı kuvvetlerle doludur. Millet hiçbir hakkınız olmadan ve antlaşma hükümlerinin size böyle bir yetki vermemesine rağmen, şehrinin işgalinden heyecan içindedir. Yirmi dört saat içinde şehri terk etmezseniz doğacak olaylardan sorumluluk kabul etmeyiz.”
Bu sırada dışarıda on binlerce Konyalının tekbir sesleri yeri göğü çınlatmaktadır. İşgalciler endişeye kapılıp hemen ertesi günü Konya’dan çıktılar. Kalanlar yalnızca antlaşma hükümlerine göre zorunlu olarak kalması gereken birkaç yetkili subayla bir avuç işgal askeriydi.
Konya bilginleri birleşip aralarından Mehmet Vehbi Hoca’yı vali vekili seçtiler. Hacı Tahir Hoca’nın oğlu rahmetli Naim Gilisiralıoğlu’nun bana anlattığına göre; Vali Vekilliğine Hacı Tahir Hoca seçilmiş, bu konuyu ilk yazan rahmetli Mehmet Önder Mehmet Vehbi Hoca’nın seçildiğini yanlış yazmıştır.
Bu seçimden hemen ertesi günü birinci Bozkır ayaklanması çıkmış, ayaklanmanın bastırılmasında öğütçü olarak Hacı Tahir Hoca yardımcı olmuştur. Ayaklananların birçoğunun kandırıldıklarını ve suçsuz olduklarını öne sürerek onların ceza almalarını engellemiştir. Daha sonra ortaya çıkan Delibaşı ayaklanmasında da olaya adı karışan birçok suçsuz kişinin idam edilmelerini ve ceza almalarını önlemiştir. Oysa Delibaşı ayaklanmacılarının öldüreceği milliyetçilerin listesinde Hacı Tahir Hoca da vardı. Bu olay sonrası kurulan mahkeme heyetinde Hacı Tahir Hoca’da bulunmuş, bir ara mahkemenin başkanlığını da yapmıştır.
Mustafa Kemal Paşa’nın talimatıyla iç ve dış baskılar nedeniyle Konya’da kurulması geciken Müdafayı Hukuk örgütünün Konya şubesi kurulmuş, örgütün yönetim kadrosunda Hacı Tahir Hoca etkin görevler almıştır. Milli Mücadele öncesi ve sonrasında halkı irşat- aydınlatma- Milli Mücadele’ye yönlendirmede çok etkin çalışmalarda bulunmuş olan Hacı Tahir Hoca; halkı orduya yardım konusunda da yönlendirmiştir.
Mustafa Kemal Paşa Konya’ya gerek gizli gerekse resmi olarak her gelişinde Hacı Tahir Hoca ile birçok kez özel görüşmeler yapmıştır. Mustafa Kemal Paşa, Hacı Tahir Hoca’nın ikinci Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde milletvekili olmasını istemişti. Ancak Müdafayı Hukuk örgütü içindeki bazı arkadaşlarının kıskançlıkları yüzünden milletvekilliği engellenmiştir.