Dün akşamki “Düğün Gecesi” ile Mevlana Haftası sona erdi. Yeryüzünün her yanından insanlar Mevlana’ya koşup geldiler. Başbakan, bakanlar, iktidar ve muhalefet partilerinin siyasileri Mevlana’nın “Düğün gecesi” törenlerine gelerek katkıda bulundular!

Ancak 1980 sonrasında Mevlana Anma Törenleri hem siyalaştırılmaya hem de sulandırılmaya başlandı. En çok siyasallaştırma ve sulandırma da son yıllarda AKP hükümeti tarafından yapılmaya başlandı. Böylece gönüller sultanı Mevlana değil siyasallaştırılmış, ticarileştirilmiş, sulandırılmış bir Mevlana anılır oldu.

Son bir yıldır yaz kış demeden her hafta sonu AKPli belediyeler Konya’ya Mevlana turları düzenliyorlar. Otobüsler belediyelerden, özel otobüslerin önlerinde AKPli belediyelerin reklamları bulunuyor. Bu gezilerde belediyelerin sırtından yeniliyor, içiliyor, Mevlana Müzesi geziliyor, Karatay, İnce Minare turlanıp geriye dönülüyor. Bütün bu masrafları AKPli belediyeler üstleniyor. Yani bu paralar halkın ödediği vergilerdir. Halkın parasını harcayıp, Mevlana’yı kullanarak yapılan bu geziler AKPli belediyelerin Müslümanlık ve seçmene şirin görünmek adına propaganda gezileri olup çıkıyor. Üstelik Mevlana kullanılıyor, üstelik bu paralar halkın cebinden vergi adı altında çıkıyor.

Bu yıl İstanbul’da da sema gösterileri ve “Düğün gecesi” düzenlendi. Konyalılar “Mevlana’yı başkalarına kaptıracağız” diye endişelenmeye başlayıp “Mevlana’nın sandukasını bile Konya’dan götürecekler”  kaygılara yöneldiler.

Oysa Mevlana yalnızca Konya’nın değil bütün insanlarındır. Mevlana herkesin ama Konya da ezelden beri sahipsizdir! Konyalılar Mevlana’nın elden gitmesinden daha çok ticari kaygılarından dolayı rahatsız oluyorlar. Mevlana siyasete bulandırılıp, ticaretle sulandırılırsa böyle ucube sonuçlar da ortaya çıkar.

Türkiye’nin birçok yerinde ve bazı dış ülkelerde çakma sema gösterileri falan düzenleniyor. Birçok yerde içkili mekânlarda salya sümük içinde çakma sema gösterileri yapmak, düğünlerde iki üç semazen çırağıyla pırlak gibi semazen döndürmek günümüzün modası haline gelmiştir. Bu işlere soyunanlar iyi para kazanıyorlar, ekonomiye katkı sağlıyorlar ama Mevlana felsefesi ile sema ayinlerini de bir iyice sulandırıp susuz rakıya kuru meze yapıyorlar.

Oysa Ertuğrul Günay Bakanlığı sırasında bu konuda birtakım ilke ve kurallar koyarak resmi bir yönetmelik hazırlayıp bütün ilgililere duyurmuştu. Amaç çakma sema gösterilerini önlemek ve Mevlana’yı siyaset ve sulandırmaktan korumaktı. Kim dinler Yalova Kaymakamı’nı? Herkes bildiğini okuyor.

Tekke, türbe ve zaviyelerle bunların ayinlerini yasaklayan yasanın özel bir maddesi vardır.“Yalnızca Mevlana anma törenleri için folklorik anlamda sema yapılabilir. Bu yetki Türkiye sınırları içinde yalnızca Konya Turizm Derneği’ne verilmiştir.” Açık seçik böyle bir madde varken ve Konya Turizm Derneği bu işi ticarete, siyasete dökmeden ve aslına uygun olarak yıllarca çok güzel bir şekilde yapıyorken 1986 ya da 87 yıllarında iki satırlık bir yazı ile derneğin bu yetkisi elinden alındı. Bu yasa şu anda yürürlükte midir? Bunu, bilmiyorum ama sonuç ortada. Sonucu kör olan olmayan herkes görüyorsa da ses çıkarmaya üşeniyor! Bu yasa yürürlükteyse başta devlet kurumları ve bakanlık olmak üzere hepsi suç işliyorlar! Yürürlükte değilse yeni bir düzenleme yapılması artık kaçınılmaz olmuştur. Mevlana ve Mevlevilik herkesin el atıp istediği şekle sokarak oynayabileceği oyun hamuru değildir.

Nakşibendî ve diğer tarikatlar Milli Mücadele ve Kurtuluş Savaşı’nı baltalayıp isyanlar çıkarırlarken Mevlevi Ve Alevi kesim tam aksini yapmıştır. Milli Mücadele ve Kurtuluş Savaşı’na sahip çıkıp destekleyen tarikat kesimi yalnızca Mevlevi ve Alevi kesimdir. Bunları sakın ola kimse unutmasın!

Yazarla İletişim GSM. 05053214840