Akşam güzellikleri
Evvelki gün akşam, bir dostumla birlikte Konya turu yaptık. Beş Yüz Evler, Kelebek Vadisi ve Sille derken saat 12’yi bulmuş. Gördüğüm yerlerde güzel şeyler yapılmış. Kendim ve Konyalılar adına sevindim. Dilerim böyle çalışmaların arkası gelir.
Kelebek Vadisi’ni çok güzel buldum. Akşam karanlığı olmasına karşın gördüğüm kadarıyla Kelebek Vadisi’ni beğendim. Konyalıların böyle çalışmalara ve böyle yerlere hasreti olduğunu biliyordum. Gördüğüm kadarıyla şimdi bu hasret giderilmiş.
Sille ise bambaşka bir yer olmuş. Buna da sevindim. Ben Sille’yi dağcılık yaptığım yıllardan ve boş alanlara çam ağaçları diktiğimiz zamanlardan beri tanırım. Sille ve çevresinin tarihi yerlerini de görüp inceleyerek pek çok yazmış olanlardanım. Yıllardır Sille’ye yolum düşmemişti. Akşam gezimizde yol arkadaşım “İşte burası da Sille” deyince bayağı şaşırdım. Sille’nin kimlik ve dokusu değiştirilmeden bir güzel yenilenmiş. Eksiklikler var ama zaman içinde onların da tamamlanacağına inanıyorum. Restore edilen binalar çok güzel ve aslına uygun olmuş. Yukarıdaki küçük kilise onarılıp ışıklandırılmış. Yıkıldı yıkılacak durumdaki camiler için gereken onarım ve bakımlar yapılarak eski günlerdeki görsel ve manevi değerlerini kazanmışlar. Bazı köprüler yenilenmiş. Eski hamamlardan biri daha önce restore edilmişti Sille’nin o tarafına geçmediğimiz için öteki hamam da restore edildi mi bilmiyorum. Yıllar önce bu hamamın restore kararı alındığını bildiğimden sanırım bu hamamın da restore edilmiştir. Cephanelik çevresi yeniden düzenlenmiş.
Sille, sanki sahil kıyılarında bulunan ahım şahım turistlik yerlere dönmüş. İyi de olmuş. Alınan nefes, koklanan temiz hava daha bir güzelleşmiş. Bundan böyle Konya’ya gelen turistlere Sille’yi de göstermenin zamanı gelmiştir. Mevlana, İnce Minare, Karatay’la bitirilen Turist turu şimdi Sille’ye de taşınmalıdır. Ancak benim tek kaygım; Sille’nin gelecek yıllarda Meram benzeri bir betonlaşmaya kurban gitmemesi.
Basından öğrendiğime göre; bizim Takkeli Dağ dediğimiz Küçük Gevele’de de birtakım çalışmalar yapılıyor. Burada hem arkeolojik kazılar hem de onarım çalışmaları yapılmaya başlanmış. Henüz gidip görmedim. Ama bu dağı avucumun içi gibi bilirim. Definecilerin kaçak kazılarla her yeri kazıp bozarak köstebek yuvalarına döndürdükleri yerler şimdi yeniden düzeltilmeye başlandı. Yüz yıllarca ayakta kalabilmeyi başarmış sur kalıntıları da restore edilip koruma altına alınacakmış. Bu da çok güzel, zararın neresinden dönülürse kazançtır. Emeği geçenlere bir teşekkür de benden olsun.