Şu an dış güçler ve yerli işbirlikçilerinin Türkiye'yi karıştırmak, iç savaşa sürüklemek için elinde sadece "Suriyeliler" malzemesi kaldı. Dikkat edin özellikle Atatürkçü ve milliyetçi kesime yönelik provokasyonlar başladı. Atatürk büstüne saldırı olayı çok açık şekilde bu sinsi planın bir parçası. Hepsi Gezi ile başlayan 15 Temmuz ile başaramadıkları iç savaş planının parçası.

Şimdi, bugünlerde hiç sebep yokken Suriyeliler'e saldırılar olacak ve onların Türklere saldırıp büyük olaylar çıkaracaklar. Sokaklarda "Arapça konuşanlara dalıyoruz" diye konuşan kiralık tipler dolaşıyor.

Evet Suriyeli konusu ciddi bir sorun, ama şu an savaş devam ediyor ve bu konu kolay hallolacak bir sorun değil. Devletimize güvenmek zorundayız.

Bu konudaki eleştirileri in haklılık payı mutlaka var. ama devletimiz o dönem gerçekten zor durumda kaldı. Daeş ve Esed mültecileri bizim sınıra sürdüğünde insan akınını önlemek için Suriye'ye ordumuz girecekti. Fetöcü komutanlar önce Genelkurmay başkanı Necdet Özel'i etkileyip hükümete "giremeyiz" dedirttiler. Daha sonra yine girecekken dışişlerindeki Suriye toplantısının ses kaydı sızdırıldı. Ve son olarak da Rus uçağı düşürüldü. İş darbeye kadar vardı. "Niye aldılar kardeşim" demek tabi ki kolay ama ateş çemberinde olduğumuzu unutmayalım. Keşke daha kontrollü alınsaydı. Keşke kamplara konulsalardı ama çoluk çocuk çok olunca merhametimiz ağır bastı. Yoksa tabiki Suriyeli gençlerin yaptıkları rahatsız olmayacak gibi değil. Ama şunu bilin ki çıkan olayların çoğu özel olarak mültecilerin içine sokulmuş provokatörlerin marifeti. Bu yüzden itidalli olmak zorundayız.

Lütfen sağduyulu olalım ve provokasyon amaçlı şüpheli şahısları polise bildirelim.