Vajinismus hakkında özellikle kültürel normların etkili olduğu milletlerde ortaya çıktığı yönünde kabul gören bir yaygın kanı vardır fakat dünya genelinde sıklıkla tüm rastlanılan bir problemdir. Ancak kültürel anlamda cinselliğin bir tabu olarak ön planda olduğu gibi ülkelerde Batılı milletlere kıyasla 10 kat daha fazla görülme sıklığı vardır.

Vajinismus hakkında yanlış bilinen durumlardan biri ise çiftlerin uyumlu ya da birbirini sevmeden birleşen kişilerde ortaya çıktığıdır.

Vajinismus, mutlu ve birbirini seven, cinsellik harici hiçbir sorun yaşamayan çiftlerde de ortaya çıkabilir.

Vajinismus, ilişkinin cinsel birleşme boyutuna gelindiğinde kaygısal olarak kadının kasılması, ağrı, sancı, kuruluk, geri çekilme gibi belirtilerle cinsel birleşmenin tam olarak yaşanamamasıdır.

Vajinismusta ortaya çıkan bu kayısal durum genelde bilinç dışındaki yanlış bilgilere, önyargılara ve travmatik olaylara bağlı olmaktadır. Kadınların yaşadığı bu sorun, sadece cinsel anlamda değil ilişkinin bütününe etki eden bir duruma neden olabilir.

Hem bireysel hemde ilişkisel anlamda uzun süreli vajinismus yaşayan kişilerin yetersizlik, özgüvensizlik ya da benlik algılarında değişimler görmek mümkündür.

Vajinismus problemine sahip kadınlar, kasılmaları yalnızca vajinal girişte değil, aynı anda karın, bel, sırt, bacak gibi vücudun pek çok bölgesinde tarif etmektedirler.

Bu nedenle de çiftlerin ilişki denemeleri sonrasında kişiler bu bölgelerinde yaygın kas ağrıları hissedebilmektedir. Vajinismus durumunda vajinaya herhangi bir şeyin girmesi mümkün değildir.

Psikoterapi ile kısa sürede çözümlenebilecek bu rahatsızlık için muhakkak uzman desteği alınmalıdır. Kişilerin bireysel denemeleri süreci daha olumsuz bir noktaya sevk edebilmektedir.

SEVGİLERİMLE...