Travma kelimesi, günlük yaşamda sık kullanılan bir hale gelmiştir. Gündelik yaşamda karşılaştığımız, stres düzeyimizi arttıran her olaya travma denilmeye başlanmıştır. Kelime anlamı olarak travma bedensel veya ruhsal yaralanmalara verilen isimdir. Psikolojik travmalar ise; kişinin günlük rutinini bozan, ani ve beklenmedik şekilde gelişen, varolduğunda kişide korku, kaygı, panik, dehşet, şok hali yaşatan ve en önemli sonuçlarından biri olan “kişinin anlamlandırma, anlama süreçlerini” bozan olay ya da olaylar bütünüdür…

Travmaları daha iyi anlamak için birkaç örnekle açıklamak gerekirse; yaşanan kazalar, taciz, tecavüz, kötü yaşam koşulları, doğal afetler, fiziksel şiddet, ruhsal şiddet, aldatılma, aldanma döngüleri, beklenmedik olumsuz haberler, yaşam kaybına veya yaralanmalara şahit olma…

Kısaca travma, kişinin yaşama karşı bir tehdit algılamasıdır. Değer verdiği kişilere ya da nesnelere, inanç sistemlerine, vücut bütünlüğüne karşı algılanan tehditler travmatik bir yaşantı ortaya çıkarabilir. Bu örneklerdeki olaylarda ve birçok travmatik olayda kişilerde genellikle güven duygusuna ihanet etme, tuzağa düşme, çaresizlik, acı, kafa karışıklığı veya kayıp söz konusu olabilmektedir. Yaşanan travmalar bir kez olabilecek olaylar olabileceği gibi tekrarlanadabilir ve bu olaylarda da travmalar oluşabilir. Burada önemli nokta ise yaşanılan olayı/olayları travma olarak algılayan kişinin kendisi olmasıdır psikolojik travmalar, olayı yaşayan kişinin algısı ve yorumlaması doğrultunda tanımlanır…

Travma yaşayan kişiler, uzman desteği alabilirler ama unutulmamalıdır ki; travmalar, yaşamı etkileyen olaylar olsada asıl mesele travmayı iyileştirme çabasında olan kişinin; yaşadığı olaylardan kendi kişiliğini, değerlerini kaybetmeden özümsemesini sağlamaktır. Yaşam tecrübe yoludur, tecrübeleriniz hayatlarınıza ışık tutmalı…

SEVGİLERİMLE…