Stockholm Sendromu Nedir ?
Kurban kurtarıcı ilişkisinin en bariz görüldüğü teslim alınan kişilerin teslim alan kişiye karşı duygusal olarak bağlanmasını ve empati düzeyinin de ona karşı çok yüksek olmasını ifade eder. Aynı zamanda rehinelerin onlara karşı aşırı bağlılık, saygı, sevgi ve sadakat göstermesi de bu sendromu tanımlayabilir. Bu hastalığın isminin çıkış noktası ise; İsveç’in Stockholm şehrindeki bir banka soygununda rehinelerin soyguncuya yönelik şefkat duyması, empati yapması ve soyguncuya karşı olumlu duygular beslemesidir. Stockholm Sendromunu en iyi tanımlayan cümle Mevlana tarafından şu sözlerle söylenmiştir; “Kurdun kuzuyu yemeye niyetlenmesinde şaşılacak bir şey yok. Şaşılacak olan şey bu kuzu, kurda gönül bağlamış, âşık olmuştur.” bizlerinde en sık gördüğü durumların başında gelmektedir. Bir çok ilişki tipinin içerisinde bu örüntü tipini görebilmekteyiz. Stockholm Sendromunda görülen baskı ve şiddet, mağdur olanın saldırgan kişiye karşı sempati ve empati geliştirmesidir. Bu durumun ana nedeni mağdurun kaygı seviyesi, yetersizlik hissi, çaresizlik hissi ve hayatta kalma dürtüsüdür. Mağdurun yaşadığı psikolojik ve fiziksel durumlar, onu umutsuzluğa ve dış dünyadan tamamen soyutlanmış hissine sevk etmekte bu durumda mağdurda hayatta kalabilmek için saldırganla uyum sağlamaya ve ona karşı empati kurabilmeye başlar hatta saldırganı savunabilir. Travmatik bağlanmanın en bariz örneklerindendir. Saldırganın en ufak olumlu bir tavrına ya da bu şekilde gibi görülen yaklaşımına minnet duymaya başlar. Mağdurun yaşadığı tüm olumsuz durumlarda bile kendisini suçladığını görürüz. Psikolojik destek alınması gereken bir durumdur bu tarz ilişki türlerinin içerisinde kalmaya mecbur hissetmemelisiniz.
SEVGİLERİMLE…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.