Halis Özdemir

Halis Özdemir

Perşembe Hadisi

Perşembe Hadisi

Enes radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Eşlem kabilesinden bir delikanlı şöyle dedi:

-Ey Allah’ın Resûlü! Ben gazveye katılmak istiyorum, fakat harb için gerekli olan malzemelerim yok. Hz. Peygamber:

- “Filan kişiye git; o harbe gitmek üzere hazırlanmıştı, fakat hasta­landı” buyurdu. Delikanlı o kişiye gitti ve:

- Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem sana selam ediyor ve harb için hazırladığın malzemeleri bana vermeni söylüyor, dedi. Bunun üze­rine adam hanımına:

- Hanım! Hazırladığım harb mal­zemelerinin hepsini bu delikanlıya ver; onlardan hiçbir şey geriye bırakma. Allah hakkı için, onlardan hiçbir şey bırakma ki, berekete nail olalım, dedi.

(Müslim, İmâre 134)

Açıklamalar

Medine İslâm Devleti'nde, Peygam­ber Efendimiz zamanında, özellikle ilk yıllarda, sahâbe-i kiramın pek çoğu fakir kimselerdi. Mekke’den gelen muhacirler bütün servetlerini orada bırakmışlardı. Medineli ensar ise, ziraatla meşgul olup geçimlerini temin edecek kadar mülke sahip­lerdi. Daha sonraları gelişen ticari hayat, savaşlardan elde edilen ga­nimet, İslâm coğrafyasının genişle­mesi sonucu başka bölgelere göç edip yerleşmeler, onların sosyal hayatlarında büyük değişiklikler meydana getirdi.

O zamanlar, cihada katılacak olan­lar bütün harp hazırlıklarını kendi imkânları ile yaparlardı. Çünkü devletin bu yönde yeterli bir büt­çesi teşekkül etmiş değildi. Zaman içinde bütün bunlar sistemleştirildi ve her şey yerli yerine oturdu. Ashâbın zenginleri, her gazve öncesinde, İslâm ordusunu teşkilat­landırmak üzere yardıma çağırılırdı. Bu, en büyük sevaplardan biriydi. Herkes gücünün yettiği nisbette bu katkıyı sağlardı. Herhangi bir meşrû mazeret sebebiyle savaşa katıla­mayacak kimseler, Allah yolunda bir mücahidi, bir gaziyi teçhiz etmeyi, yani bütün yol ve cihad masraflarını karşılamayı, cihada sanki kendisi iştirak ediyormuş gibi sevap kazandıracak sâlih bir amel olarak kabul ederlerdi.

Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, cihada iştirak etmek isteyip de gerekli malzemeyi hazırlamaya güç yetiremeyen fakir müslümanları, ashâbın gücü yeten zenginlerine veya burada olduğu gibi hazırlığını yapıp cihada katılamayacak dere­cede hastalığı ya da başka mazere­ti olanlara gönderirdi. Böylece hem onların sevap kazanmalarına imkân hazırlar, hem de kendisi hayra vesile olurdu. Bir hayra niyetlenen, fakat bunu çeşitli imkânsızlıklar sebebiyle yapamayan kimseler arasında vasıta olmak, büyük se­vaplardandır. Burada vasıta olanla birlikte, her üçü de sevap kazanırlar ve herhangi birinin sevabından bir şey noksanlaşmaz.

Hadisten Öğrendiklerimiz

  1. Müslüman, daima cihad arzusuyla yaşamalı ve cihaddan geri kalmayı düşünmemelidir.
  2. Hayır yapılmasına aracı olmak ve hayrı elde etmeye çalışmak faziletli işlerdendir.
  3. Bir insan, bir hayra harcama yapmaya niyet edip onu yerine getirmeye güç yetiremezse, o harcamayı başka bir hayra sarfet- mesi müstehabdır. Adaklar bunun kapsamı dışındadır.
  4. Allah yolunda harcamada ve hayra yönelik harcamalarda cimri davranmak, malın bereketini giderir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Halis Özdemir Arşivi