Ramazan
Ne kelimelerle anlatılabilir veya anlatılırsa da bizim söz dağarcığımız yetmez elbet en güzel ay olan Ramazan’ı ifade etmeye. Evet geldi geliyor derken Recep-Şaban ayı derken bir mübarek Ramazan ayına geliyoruz. Bir daha ki 11 ayın sultanında kim olur kim olmaz Haktan başkası bilmez elbet. Ömrü yeten görüyor hak nasip etmişse mübarek aya kavuşuyor fani.
Yalnız başta kendim olmak üzere birkaç öz eleştiri yapmak istiyorum. Biz Türk milleti olarak yaşamını Milletine ve Dinine feda edebilecek kadar değerlerine sahip kullarız. Elbet savaşa giderken Vatan sağolsun deriz ve şehitlik mertebesi nasip olursa da gururla taşırız.
Yalnız yapmayalım be aziz milletim. Bir mübarek ay yaşıyoruz ama halimize bak. En başta bu ay Müslümanların sıcaktı,dayanamıyorum,aralı tutayım gibi bahane üretmeden dinin mecburiyeti olan bir ay. Elbet bunda şunu atlayamayız sağlık sorunları olan kişiye Hak kolaylık sağlıyor elbet. Ama sağlık sorunun yok sen sınav verecekken bahane üretip sınavdan kaçıyorsun. Haydi diyelim o senin Rabbinle aranda olan bir şey… Evet şimdi söylemek istediklerime geliyorum. Sokakta sigara içiyorsun,yemek yiyorsun,bir ümmette olmaması gereken bütün kötü ağza sahipsin,aslında her ay her zaman olmamız gereken yüce dinimiz İslamın duruşunda değilsin… Lokantalar eskiden kapalı olurdu sonradan açık ama önü perdeli olurdu şimdi ise açık mı açık. Geçen Ramazan ayında yolda yürüyoruz karşıdan yaşları 15-16 olan iki delikanlı geliyor. Ellerinde sanki mutluluk verircesine içtikleri sigara,sanki Oruç falan gelmemiş memlekete. Neyse yaklaştık iyice,zaten koku geliyor ama üstümüze bir duman üfürttüler. Neyse gençler Oruç ayındayız nedir bu dedim ama yapmış oldukları gurur duydukları! işle gülerek devam ettiler yollarına. Yapmayalım Hak aşkına bu biz değiliz bunlar bizim yapacağımız şeyler değil. Sağlık sorununuz olmasa bile oruç tutmuyorsanız bile ve hadi biraz daha ileri gideyim din bile değiştirmiş iseniz nezaket,saygı var bizim ecdadımızın bize öğrettiklerinde.
Evet sadece sigara içenle,sakız çiğneyenle,lokantasının önüne perde çekmeyenle,ağzından çıkana kötü sözlere dikkat etmeyenle ilgili değil sözlerim. Bir de şu noktaya değinmek istiyorum. Biz Dini İslamın mensupları gerek evlerimizde gerekse resmi kurumlarımızda israf etmemekle mükellefiz. Kimse gösterişli masalarda,kontrolsüz ekmek israfıyla,sadece şekil yapmakla sorumlu değil. Aksine İsraf haramdır diyor bize dinimiz. Mesala bir söz daha söylemek geliyor içimden protokol yemeğinde buluşmak diye bir şey yok Oruç ayında. Devletin kurumları veya halkın sofrası garibana açık olmalıdır sadece. Bir emniyet müdürüm vardı geldi geçti,sevmediler de kendini zaten eğilmedi diye. Personeli ile davet edilmediği sürece hiçbir protokole katılmazdı. Bir gün beraber bir yemek yiyelim dedim kendi soframız olacaksa ve beni bir abin olarak göreceksen başımla beraber dedi. Bizim liyakatımız yapacağımız ve yaptığımız işler üzere olmalı sadece.
Velhasıl sayın okurlarım en başta kendimden yapmış kabul edin öz eleştirilerimi. Üstünüze alınmayın sizinle olmayan konularla ilgili. Kimseyi kırmak değil Hak şahit hiçbir sözüm ama bu ay bizim değerimiz. Emanetimiz olan vücudumuzun sınavı ve sağlığı için. Hakkın bizim tuttuğumuz oruçtan bir çıkarı yok. Resulün bizim tuttuğumuz tutacağımız oruç ile sadece ümmetim orucunu tutuyor demesinden başka bir durumu yok. Lütfen biz özümüze dönelim. Bu yaşadıklarımı anlattığım şeylerin kat be katını sizlerde yaşıyorsunuz eminim. Ama sokakta oruç olan var evlerde oruç olan var asansöre oruçlu binenler var lokantaların önünde geçen oruçlular var. O şatafatlı yemeklerde değerli büyüklerimle bende olabilsem diye iç geçirenler var. Bu ay bizim ayımız ama bu vücut bize verilen emanet.
Bir de pandemi dönemi belki gidip gelemeyiz ama imkanlar dahilinde etrafımızı kollayalım soframızı paylaşalım erzaklarımızı paylaşalım en kötü yardıma muhtaç olanları yardımseverlerle paylaşalım.
Hayırlı Ramazanlar diliyorum cümleten,
Selam ve muhabbetle.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.