Duygularınız, sizin yüreğinizi sergilemiyor ise siz ‘Siz’ değilsiniz. Yaşamdan hikayeler, kesitler gerçekler bir bir dökülmeli satırlara, ‘Siz’ yüzleşmelisiniz hayatın gerçekleri ile...

Sevgi üzerine kurulu hayatlar, her karesinden yoksun büyürler sevgiden ama hiç belli etmezler, bunu dışarıya içlerinde yaşarlar. Nedenleri güçlüdür, hissettirmemek güzeli oynamaktır...

Bir kadın evinde dış dünyadan uzak yaşar, ta ki hayatı alt üst olana dek... Nedenleri vardır. Bu hayatta öyle görmüştür, öyle öğretilmiştir ki kadının yeri evidir.

Yazımı şu an okuyan kadınlar ‘Hadi canım’ dediğinizi duyar gibiyim. Tüm sözlerim sizlere, yazıma ve aynaya bakın, kendiniz ile yüzleşin.

Erkekler, biraz da size yazımdaki sözlerim. Hani kadının yeri evidir ya, bulaşık, iş, ütü, çocuk, yemek ve akşam eve gelen erkeğe hizmettir ya… Yalan mıdır?

Her türlü ihtiyacı karşılanır kadının ama özgürlüğü yoktur. İstediğini yapıp istediği saatte gelemez evine, dilediği yerde oturup iki muhabbet edemez arkadaşı veya dostu ile… Hep kontrollü bir hayat, öncelikli bir ev ve öncelikli bir yaşamdır. Dikkat etmelidir lafa, söze önemlidir çünkü “Ne derler” Aman”…  Bunlar yetişme, yetiştirilme tarzımızdır...

Ve su gibi geçer hayatlar ne uğruna bilmediğiniz yaşamlar, görmediğiniz hayat, çok uzak olan tarzlar.

Benim ile birlikte büyümüş bazı arkadaşlarım gün yüzü bile görmezler. Bir kaç kere karşılaştığımda şok yaşadım, yan yana geldiğimizde aramızda bir uçurum gördüm. Oysa ki aynı semtte büyüdük, aynı okulda okuduk, annelerimiz aynı semtin insanları idi. Peki neydi fark? Dünya görüşünden neden yoksun olmuştu bu arkadaşlarım tercihleri mi? Kendi doğruları mı? Dar görüşleri mi? Yoksa en önemli sorunumuz olan etrafın etkisi kendi kara mekanizmasını kullanamaması mı?

Ve bir gün gelir, iş başa düşer, hayatın zor yanı ile karşı karşıya kalırsınız. İşte o gün sizin bocaladığınız gündür ve eğer siz kendi gücünüzü kullanmamış ve tek başınıza karar verme yetisine sahip olamamışsanız...

Mahkumluğunuzu devam etmekte ve birileri tarafından tekrar yönetilmektesinizdir...

Sonrada sakın isyan edip bir yorum yapmayın, sadece yapacağınız şey; aynaya bakıp geçmiş ile yüzleşin. Belki geç olmadan bir yerinden yakalarsınız hayatı...

HİÇ BİR ŞEY İÇİN GEÇ DEĞİLDİR...