Yeni şeyler söylemek lazım
AK Parti 3. Olağanüstü Büyük Kongresi’ni gerçekleştirdi. Şu anda biliyorum ki, herkes, yeni MYK listesinde kimler var; eski listeden kimler kaldı, kimler gitti; Konya’dan kimler var; gibi soruların cevaplarını en az bizim kadar biliyor. Dolayısıyla bu konulardan çok bahsetmeyelim bugün.
Bahsedeceğim konular daha somut olacaktır. Mesela zaten MKYK’da yer alan Ahmet Sorgun’un bu listede de yer alıyor olması, Konya’daki gidişattan ve teşkilatlardan bir memnuniyeti de gösteriyor. O zaman da ortaya Konya’da algı yönetimi yapan, sanki yarın il ve ilçe başkanları değiştirilecekmiş gibi bir algı oluşturmaya çalışan bir takım eski siyasetçilerin söylediklerinin ve düşüncelerinin doğru olmadığını göstermiş oluyor.
Yani sık sık söylediğim gibi “eskiye rağbet olsa bitpazarına nur yağardı” atasözünü unutmamak lazım.
Diğer taraftan entelektüel yapısıyla her zaman ön plana çıkan Milletvekili Hacı Ahmet Özdemir’in MKYK’da yer alması AK Parti Konya tabanı için önemli bir mesaj olmalıdır.
Seçim gecesinden bir gün öncesinden beri sosyal paylaşım sitelerinde algı yaratmaya çalışan, Konya’dan eski politikacıların isimlerini “pompalayan” güruh da muhakkak AK Parti tarafından incelenmeye alınmalıdır.
Hatta bu incelemeye Belediye Başkanlarında; hatta üniversite rektörlerinde değişme olacağını söyleyenleri de eklemekte yarar vardır.
AK Parti’nin bu kongresi, AK Parti’de bundan sonraki dönemde mesainin daha artacağını ve 80 milyon nüfusun hepsinin kucaklanacağını gösterirken bundan tam tersi bir anlam çıkararak birilerinin dışlanacağını savunanlara da en iyi cevap niteliğinde oldu. Hatta Cumhurbaşkanı Erdoğan “80 milyonun” kucaklanmasından bahsederken Avrupa’ya verdiği mesajda bile bir kucaklama hakimdi: “Biz yola Avrupa Birliği ile devam etmek isteriz”…
AK Parti kongresinin özünü aslında Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasında ortaya koydu: “Yeniden diriliş, yeniden kuruluş”… Dolayısıyla bu kongreyi bu doğrultuda değerlendirmek gerekecektir.
AK Parti’nin yenilenerek, gelişerek sürdürdüğü siyasi hayatında yeni bir yenilenme ve gelişme bu kongrede ortaya konuldu.
Artık şu bir gerçek ki; AK Parti Türkiye’de bir merkez partidir ve de Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının isteklerine cevap verme durumundadır. Bu şekilde ikinci bir parti olmadığı için de her seçimden başarılı bir şekilde çıkmaktadır. Akabinde de seçim kazanmanın rahatlığı içerisinde davranmamakta ve de her durumda yenilenmeyi, gelişmeyi bir düstur haline getirmektedir.
Recep Tayyip Erdoğan’ın 2002 yılı ile 2014 yılları arasındaki değişimini takip edenler, aslında bu kongredeki değişimi de görebileceklerdir. Yani artık merkez parti olmanın yanı sıra Atatürk’e bakış açısıyla, laikliğe bakış açısıyla, cumhuriyete bakış açısıyla çok farklı bir yerde duran AK Parti’den bu kongre sonucunda daha liberal bir AK Parti görebileceğimizi söylemek sanırım gereklidir.
Bu hafta bu konu uzun uzadıya değerlendirilecektir. Şimdilik daha sonucu almadan bu kadar yazmak sanırım yeterli olacaktır.
MKYK’ya giren Konya Milletvekillerimiz Ahmet Sorgun ve Hacı Ahmet Özdemir’i tekrar tebrik ederek yazıma son vereyim.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.