Erhan Dargeçit

Erhan Dargeçit

Oy vermek bile bilgiyle olur

Oy vermek bile bilgiyle olur

Türkiye’de sağ kesim sosyal demokrasi nedir desen bilmez. Hoş, sol kesime de sorsak birçoğu sosyal demokrasinin ne olduğunu bilmez ama bizim sosyolojimiz bu. Biz de siyaset babadan oğula, takım tutar gibi yapıldığı için zaten kimse neyin ne olduğunu merak etmez. 12 Eylül’den önceki siyasi partileri düşünsenize… Ecevitçiler vardı, Demirelciler vardı, Türkeşçiler vardı, Erbakancılar vardı. Yani parti adları değil parti liderlerinin adı vardı. Daha sonra değişti mi bu durum? Hayır.

12 Eylül’den sonraki dönemde Özalcılar vardı, İnönücüler, Baykalcılar ve hatta yenilere baktığımızda bile; Ali Babacan’ın partisi, Ahmet Davutoğlu’nun partisi denilmiyor mu? Ve İktidar kanadında şimdi de Erdoğancılar yok mu? Ak Parti ve Tayyip Erdoğan arasında bir seçim olsa vatandaşın çoğunluğu Tayyip Erdoğan’ı destekler, Ak Parti’yi değil. Türkiye’de “particilik” ve siyaset bu minvalde yürüdüğü için bilgi edinme gereği yoktur. “Liderin söylediği doğru da olsa yanlış da olsa savunulacak sözdür”. Zaten doğru mu yanlış mı bilmeye gerek yoktur ki…

Halbuki her partinin programı, tüzüğü ve kendi düşüncelerini aktardığı mecraları vardır. Bunları okumazsanız, dinlemezseniz, incelemezseniz, kısacası bilmezseniz sizin istediğiniz şeyi savunduğunu nasıl bilebileceksiniz ki?

Adam güya antiemperyalizmi, ABD karşıtlığını savunuyor; gidiyor “ABD ile dost olmak için ne gerekirse yapacağını” söyleyen bir partiye hizmet veriyor veya oy veriyor. Böyle bir şey olabilir mi? Veya adam sosyalistim deyip, tüzüğünde kocaman “sosyal demokratız” diyen partiye üye oluyor. Ve ardından da hala sosyalist olduğunu ve partinin de sosyalist olduğunu söylemeye devam edebiliyor. Mesela HDP, ÖDP gibi partiler buna en güzel örneklerdendir. Partiler sosyal demokrat, üyelerinin çoğu “sosyalist”. 

Seçimler yaklaştıkça bu bilgiler daha fazla lazım olacak. Çünkü artık Türk Halkı kime, niye oy vereceğini iyi belirlemelidir. Mesela bendeniz ABD ve AB ile organik ilişkiler içerisinde olan partilere oy vermeyi düşünemem. İllaki Devlet, Dünya’nın diğer devletleriyle ilişkiler içerisinde olacaktır. Ama bu ilişki kendi devletinin çıkarları doğrultusunda olmalıdır. Yani ülkemizin son zamanlarda izlediği uluslararası politikaya baktığınızda; “çıkarlarıma uyarsa Rusya ile çıkarlarıma uyarsa Çin ile ABD ile ilişkiler kurarım kimseye de hesap vermem” anlayışına itiraz edebilir miyiz? “ABD ve AB ile organik ilişkiler” derken Türkiye’nin çıkarları doğrultusunda kurulacak ilişkilerden bahsetmiyorum tabii ki… Ülke çıkarları için ABD, İsrail, Çin, Rusya, Suudi Arabistan, Katar kısacası hiçbir ülke ile ilişki kurmaktan çekinmeye gerek yoktur.

Bu konuda İngilizlerin güzel bir sözü vardır: Asıl ismi Henry John Temple olan, iki kez Birleşik Krallık Başbakanlığı yapan ünlü devlet adamı Lord Palmerson’un “İngiltere’nin ebedi dost ve düşmanları yoktur, değişmez çıkarları vardır” sözü uluslararası ilişkilerde çok önemli bir sözdür.

İşte seçimlerin artık son dönemece girdiği bu dönemde oy verme kıstaslarını doğru belirlemek gerekmektedir. Solun, sağın, sosyalistin, komünistin, siyasal İslamcının, milliyetçinin her bir aday partinin ne dediklerine ve neyi savunduklarına iyi bakmak ve kulak vermek gerekmektedir. Sonraki yazılarımda bu konuları örnek olması açısından konu konu işlemekte fayda görüyorum. Mesela Suriye Devlet Başkanı Esatla küsmek doğru bir tavır değildir. Ama Suriyelileri kovalayacağız da doğru bir tavır değildir. Suriyeliler burada ebedi kalsın demek de doğru çıkar değildir. İşte bununla ilgili çözümlere partilerin ne dediğine kulak vermek lazım. Bunun gibi her konunun kendi arasında zor bir seçimi olabilir ama işte en makul ve en mantıklı seçimi yapmak için kimin ne yapacağını “bilmek” gerekecektir.

Dostlukla kalın.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Erhan Dargeçit Arşivi