Kurumsallık Olmadan Sağlıkta Mükemmellik Zor
Yaş ilerledikçe, “algıda seçicilik” sürecine de girmiş oluyoruz. Ve bu algıda seçicilik süreci de sanırım hastanelerde bizlere kendini gösteriyor.
Zaman zaman o veya bu nedenle şehrimizdeki hastanelere mecburen gidiyorum. Bu hafta Selçuk Tıp fakültesindeydim. Öncelikle şunu belirteyim: Konya sağlık açısından çok iyi hekimlere sahip bir şehir. Bizim çocukluğumuz hatta belki gençliğimiz dönemlerinde genelde hastalıklara göre Konyalı hemşerilerimiz Ankara’ya, İstanbul’a gidip oradaki hekimlere tedavi olurlardı. Ama artık Konya şu anda tam bir sağlık üssü durumunda ve çok mükemmel hekimlerimiz var. Ayrıca bir de buna ek olarak Tıp Fakültesinde okuyan ve hekim olma yolunda sona gelmiş çok değerli doktorlarımız var. Yani gelecekte de sağlık konusunda güvenebileceğimiz genç hekimler de yolda.
Tıp hekimleri açısından görüşüm bu. Hastanelerimiz açısından baktığımızda da Konya’da gerçekten hastane olarak hem çok modern hem de işlevsel binalara sahibiz.
Şimdi, geriye kalan sadece bir şey var; o da kurumsallaşma… Maalesef hastanelerimizde o kurumsallaşmayı göremiyoruz.
Şöyle bir örnek vereyim. Selçuk Tıp’ın “cep hastane” diye çıkardığı bir cep telefonu uygulaması var. Hastanedeki tüm işlemlerinizi buradan yapabiliyorsunuz. Burada reçetelerinizi, raporlarınızı, tahlillerinizi kısacası hastaneyle ilgili her şeyinizi görebiliyorsunuz. Hatta randevularınızı da oradan alabiliyorsunuz.
Ben de randevumu oradan alayım dedim. Randevu alacağım bölüme girdim ve yaklaşık 2 hafta sonrası için bir randevu oluşturdum. Randevu saatim 10.45 idi. Normalde randevu saatinizde gidersiniz, içeriye girersiniz, muayenenizi olur ve çıkarsınız. Benim için bu işlem 10 dakikadan fazla sürmez. 10.55'te çıkmış olmam gerekir.
Ama burada iş şöyle oluyor. Bölüme gidiyorsunuz ve önce oradaki banko görevlilerine “tekmil” vermek zorundasınız. Onlar da sizden kimlik kartınızı isteyecek (hâlbuki sadece TC numarası lazımdır). Sonra da bekleme salonunda isminizin çıkmasını bekleyeceksiniz. Sıranızın gelmesi 15 dakika da sürebilir, 45 dakika da sürebilir daha fazla da sürebilir. Yani biraz da banko görevlisinin inisiyatifine kalıyorsunuz.
Tabii bekleme salonunda beklerken, hala hastanede çalışan bir hastabakıcının veya bir görevlinin aracılığıyla haricen girip muayenesini yaptıranlar olduğunu görmek kurumsallığa vurulan ayrı bir darbe olduğunu da gösteriyor.
Yani nizami olarak herkes aldığı randevunun saatine sadık olsa inanın hiç kimsenin beklemesine, zaman kaybına gerek kalmayacaktır.
Mesela ben randevumu saat 10.45’e almışım. 10.40’da bekleme salonunda olsam ve de 10.45’te ismimin levhada yazdığını görsem ve muayeneye girsem, bankoyla muhatap olmama bile gerek olmaz. Bankodaki kişi o bölümün işlerini yapsın, evraklarını tutsun. Hem zamandan hem emekten hem de kurumsallık adına kazanmış oluruz. Hatta her bölümde bankoda ayrı ayrı üçer kişi oturacağına 4 tane bölümün olduğu koridora bir banko konulsa aynı işi görecektir. Bankodaki görevli personelin de “hegemonik” tavrını engelleyecektir.
Tabii ki bu bankoda çalışan insanların büyük çoğunluğunun, liyakatsiz, kaba davranan hatta doktorlardan daha “havalı” olduğu gerçeğini sanrım herkes kabul edecektir. Ve bu konuda çok daha ilginç bir şey söyleyeyim, Devlet hastaneleri, nezaket konusunda tıp fakültelerini çok geride bırakmış durumdalar. Devlet hastanelerinde inanın, sağlık personeli dışında çalışan personel çok daha nazik ve sabırlı.
Burada da şöyle bir durum çıkıyor ortaya, onlarca yılını emek vermiş bir hekimin odasına girmeden önce kapısında sekreter vb. görevle bulunan kişinin liseyi zar zor bitiren bir eleman olması kurumsallaşma isteğinin önünde zaten bir handikaptır.
Hastaneler, herkesin sorununun olduğu ve bunun bilinmesi gereken yerlerdir. Hani “neren acıyorsa canın oradadır” diye bir laf vardır. Dolayısıyla orada çalışan herkes insanların hastalıklarının olduğu için ve canları acıdığı için orada olduklarını bilmelidir. Gerginlik yaratılmamalıdır. Ve bunu başta sağlayacak olan da öncelikle orada ev sahibi pozisyonunda olan “personeldir”.
Bakın, şuna inanın bizler sağlık sektörü içerisinde hastanelerimizdeki personeli eğittiğimiz zaman Konya Sağlık Üssü Türkiye’de de bir numara olacaktır. Konya sağlık üssü olabilir ama bunun için kurum kültürü şarttır.
Tabii ki işini doğru dürüst yapan personeli ayrı tutuyorum. Bu durum vicdani sorumluluk taşımayanlar için geçerlidir.
Dostlukla kalın.