Köşe yazarlığı
O kadar çok yazacak konu var ki, bazen konular arasında karar veremediğim için yazamıyorum. Hani Orhan Veli’nin bir dizesi var “Yolda yürürken kendi kendime güldüğümün farkına varıyorum / Beni deli zannedeceklerini düşünüp gülümsüyorum” diyor. Biraz felsefe buna benziyor.
Bir kere, ekonomi, bitmeyecek bir konu. Vatandaşın cebinin ekonomisi kötü. Bununla ilgili onlarca hatta yüzlerce geçim sıkıntısı örneği verebilirim. Esnaf kan ağlıyor. İş yapamıyor. Daha doğrusu “kaçak” iş yapıyor. Yani adamın kafesi var, normalde yasaktan dolayı açamıyor. Mecburen kimseye gözükmeden açma yolunu deneyip, üç-beş kuruş kazanmaya çalışıyor.
Zamlar herkesin belini büktü. Çiftçi zamlardan ötürü, zaten ektiği ürününden para kazanamıyordu. Masrafını bile çıkaramıyordu. Şimdi bir de yağış yok, ürünler bile tehlikede.
Pandemi sürecinde oraya odaklandık ama trafik kazaları yine can yakmaya devam ediyor. En son daha geçtiğimiz gün, sektörümüzün belkemiği unsurlarından, gazete dağıtıcısı Hasan Dayan trafik kazasında hayatını kaybetti. Trafik konusu gerçekten ülkemizde ekonomi konusu kadar önemli bir konudur. Cumartesi günü, sokağa çıkma yasağı olduğu gün ve saat sabahın çok erken saatleri. Böyle bir durumda bile trafik kazası oluyor ve kıymetli bir insanı da aramızdan alıyorsa; trafik büyük bir sorun olmaya devam ediyor demektir. Sokağa çıkma yasağında en son 1990’lı yıllarda(sanırım 1995 olabilir) nüfus sayımı gününde, sokağa çıkma yasağı varken Zafer’de bir trafik kazası olduğunu hatırlıyorum. Bu vesileyle Hasan Dayan’a Allah’tan rahmet diliyorum.
Tabii ki pandemi konusu sanırım birkaç yıl daha gündemimizden çıkmayacak gibi gözüküyor. İnsanların eve kapanıp, kendilerini tecrit etmesi ayrı bir sorun, zaten bozuk olan eğitim sistemimizin, uzaktan eğitimle ne duruma geldiğinin tespitinin bile olmaması ayrı bir sorun, iş yerlerinin kapalı olması, aşı durumunun belirsizliği ayrı bir sorun, aşı demişken insanların aşı olup olmama tereddütleri de farklı bir sorun.
Politikada gelinen aşamada, neredeyse tüm komşularımızla aramızın açık olması değerlendirme isteyen bir konudur. Ayrıca Akkuyu Nükleer santralini Rusya ile ilişkilerimizde nasıl değerlendirmelidir? İran’la ilişkilerimiz mart ayından sonra nasıl değişecektir? Suriye sorununda Esad’la ne zaman barışılacaktır? Arap Devletlerin ortaya koyduğu, Müslüman Kardeşler örgütü ile ilişkilerimiz sonlanacak mıdır? İşte ayrı ayrı konular size…
Siyasal İslam Türkiye’de bir daha iktidar olabilir mi? CHP’nin iktidara gelme şansı var mı? Gibi konuları da bir tartışam şeklinde sunma şansımız vardır.
Yani anlayacağınız, o kadar çok konu var ki; hangisini yazayım derken işte hiçbirini yazamadan ayrılan sayfa bitiyor. Tabii ki bir de işin “Hükümet ne der?” boyutunu da düşününce bu konuların çoğu elenmiş oluyor. İşte köşe yazarlığı böyle bir şey.
Dostlukla kalın.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.