Konya milletvekilleri Avrupa’da da etkin
Bilhassa sosyal medyada halkın arasında yapılmış röportajlar çok ilgi görür. Halkın arasında, daha politik duruştan uzak, çok daha samimi görüşleri izleme ve dinleme şansına sahip olunur. Bu nedenle de oldukça ilgi görür bu röportajlar.
Bu tür röportajlarda zaman zaman illerin milletvekilleri sorulur ve vatandaş da “falanca milletvekilini hiç görmediklerini, bölgesinde hiç çalışma yapmadığını vs.” şeyler söyleyerek güya siyasi bir eleştiri getirmiş olur.
Bence bu çok önemli konudur. Milletvekilleri vatandaşa birey olarak hizmetten daha çok Millete ve bu Milletin çoğunluğunun etkileneceği hizmetlere vakit ayırmalıdırlar.
Mesela MHP Konya Milletvekili ve Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Kalaycı gerek TBMM’de gerekse MHP Genel Merkezi’nde o kadar önemli ve yararlı işlere imza atıyor ki; belki Konya’daki vatandaş çok sık Konya’da göremediği için sitem etse de Türkiye’nin her yerinde yaşayan vatandaşlar Sayın Kalaycı’nın çalışmasını yürüttüğü değişikliklerden son derece faydalanıyorlar.
Mesela Ak Parti Konya Milletvekili ve Ak Parti Teşkilat Başkanlığı Başkan Yardımcısı Abdullah Ağralı da aynı durumdadır. Türkiye genelinde Ak Parti’nin teşkilatlanması ve bu teşkilatların verimli çalışabilmesi için tüm Türkiye’yi gezen Abdullah Ağralı tüm Türkiye’de ve bilhassa doğu bölgelerindeki çalışmalarıyla sevilen ve çok verimli çalışmalar yürüten bir milletvekilidir. Ancak tüm Türkiye’de çalışmalar yürütürken Konya’ya daha az zaman ayırması gayet normaldir. MİLLETVEKİLLERİNİ, TÜM MİLLETE KATTIKLARI ÇALIŞMALARIYLA DEĞERLENDİRMEK GEREKİR.
Bir de Konya Milletvekillerimizden yurt dışındaki çeşitli mecralarda ülkemizi ve milletimizi temsil edenler bulunmakta. Mesela Konya Milletvekili Meryem Göka bunlardan birisi. TBMM tatile girdiğinde Konya’da çalışmalarını yürüten Meryem Göka, şimdilerde Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi’nde bizleri temsil ediyor.
Orada Milletvekili Meryem Göka’nın yaptığı konuşmalar da çok önemli. Çünkü orada söz almak, konuşabilmek, üyelere hitap edebilmek oldukça zor ki bir de sadece belirlenen konularda konuşulması durumu var. Tahmin edersiniz bu belirlenen konular içerisinde İsrail mezalimi yok veya çok çok az.
Yani orası tam bir tabiri caizse cadı kazanı. Ve Milletvekilimiz Meryem Göka burada gerçekten hak savunuculuğunu en üst düzeyde yapmaya çalışıyor.
Bakın iki konuşmasından bahsedeceğim. Konu; Dünyada yaşanan gıda sorunu. Ama tabii ki böyle bir fırsatı yakalayan Vekil Göka, “Güvenli, sağlıklı ve sürdürülebilir gıdaya erişim, bir ayrıcalık değil, uluslararası hukukta yer alan ve küresel barış için gerekli olan, temel bir insan hakkıdır.” Diye konuşmasına başlıyor.
Bu arada Türkiye’nin gıda krizi çözümüne büyük katkısını da ihmal etmiyor ve “Hepimizin bildiği gibi, Ukrayna'daki savaş dünya genelinde tahıl tedarikini olumsuz etkiledi, bu da en çok daha az gelişmiş bölgeleri zor durumda bıraktı. Türkiye ve Birleşmiş Milletler'in arabuluculuğuyla imzalanan tarihi ‘Tahıl Koridoru Anlaşması’ sayesinde milyarlarca insan açlıktan kurtuldu, küresel gıda enflasyonunun düşmesine önemli katkı verdi.” Diyor.
Tabii ki konuyu Filistin meselesine getirip; bu felaketten konuşmadan gıda güvenliğinden bahsedilemeyeceğini de söyledikten sonra “2018’de BM Güvenlik Konseyi, 2417 sayılı kararla ‘açlığın bir savaş aracı olarak kullanılmasını’ yasaklamıştır. Ancak, bugün Gazze’de yaşananlar tam olarak bu yasağın açık bir ihlali değil mi? İsrail, Gazze'deki sivilleri yaşamlarını sürdürebilmeleri için gerekli tüm temel ihtiyaçlarından bilinçli ve sistematik bir şekilde mahrum bırakıyor.” Dersini de tüm Avrupa’ya veriyor.
Meryem Göka, demokrasi tehditlerinden biri olarak görünen dezenformasyon hakkında da konuşma yaptı. Konu hakkında genel bir bilgi veren ve Türkiye’de bu konuda atılan adımları anlatarak konuşmasına başlayan Göka, Avrupa’da propaganda ve bilgi özgürlüğüyle ilgili raporu da değerlendirdi: “Özellikle Müslüman karşıtı ırkçılık, çoğu zaman kasıtlı dezenformasyon kampanyalarıyla körüklenerek, artan bir eğilim haline geldi…… Ne yazık ki, bazı üye devletlerde, PKK gibi terör örgütleriyle açık bağlantıları olan, terörü, ırkçılığı ve nefreti teşvik eden medya kuruluşları bulunuyor. Bu tür medya kuruluşlarının yasaklanması, basın özgürlüğüne bir müdahale olarak değerlendirilemez.” Diye konuşuyor.
Milletvekili Göka konuyu yine evirip çevirip Dünyanın şu andaki en önemli meselesi olan Filistin sorununa getiriyor. “Her türlü eylemlerini meşrulaştırmak için kullanılan aşırılıkçı İsrail dezenformasyon ve propaganda kampanyasına değinilmiyor. İsrail, Gazze'de binlerce sivilin öldürülmesini meşrulaştırmak, Filistinlilerin hayatını yok saymak ve bununla ilgili eleştirileri savuşturmak için "antisemitizm sopasını" bir kalkan ve tehdit aracı olarak kullanıyor. Sivil katliamlarını yok sayan ve gizlemeye çalışan bu propagandaya karşı sessiz mi kalacağız? İnsan haklarını ve insan yaşamının değerini savunan üye devletler olarak, İsrail hükümetine karşı sesimizi cesurca yükseltmemiz ve İsrail’in cezalandırılması gerektiğine yürekten inanıyorum. Çocukların çektiği acıyı sıradanlaştırırsak, insanlığımızdan nasıl bahsedebiliriz?” diyerek tüm Avrupa’ya burada da dersini veriyor.
İşte Milletvekilleri bu şekilde çalışıyor. Değerlendirirken de bu milletvekili kaç kere geldi, şu milletvekili hiç gelmedi diye değerlendirmemek lazımdır.
Ayrıca bu yapılan çalışmalar hem Türkiye’nin hem de Konya’nın uluslararası arenadaki görüntüsü ve temsiliyetidir ki hiç azımsanamayacak şeylerdir.
Yani Milletvekilinin en önemli çalışma kriteri “ülke için ne yaptın ve ne yapıyorsun” olmalıdır.
Dostlukla kalın.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.