Konya’da görev yaptığım süre içerisinde 4 tane belediye başkanı tanıdım: Ahmet Öksüz, Halil Ürün, Mustafa Özkafa ve Tahir Akyürek.

Bu isimlerin dışında, 12 Eylül cuntacılarının görevden aldığı Mehmet Keçeciler’i, 8 yıl belediye başkanlığı yapan Yılmaz Kulluk’u, Ahmet Hilmi Nalçacı, Rebii Karatekin, kısa belediye başkanlığına rağmen Cemil Keleşoğlu gibi isimlerin çalışmalarını da kulaktan duyma dinledik, öğrendik.

Öncelikle şunu açık ve net olarak belirtmek lazım ki; Konya ili, belediye başkanları tarafından çok şanslı yıllar geçirmiş bir ildir. Çünkü belediye başkanlarının her biri kısa süre de, uzun süre de hizmet vermiş olsa da gerçekten çok kalıcı işler çıkarmışlar ve şehri ileriye taşımışlardır.

Sanırım hiç kimse Ahmet Öksüz’ün belediye başkanlığı döneminde hiçbir şey yapmadığını iddia edemez.

Ya da Halil Ürün’ün yaptıklarını o dönem için ölçtüğümüzde hiç de küçümsenmeyecek olduğunu sanırım düşünürüz.

Mustafa Özkafa’nın gerek Karatay ilçesine gerekse Büyükşehir belediye başkanlığında yaptıkları kesinlikle yadsınamaz.

Ve 2004’ten günümüze, yani 14 senedir Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek’in hiçbir şey yapmadığını söylemek sanırım sadece nankörlük olabilir.

Şimdi burada Tahir Akyürek’in yaptıklarını tek tek yazmayacağım tabii ki. Ancak bazı durumlar var ki, bu durumlar Konya’nın uluslararası ortamlarda bir adım öne çıkmasını sağlamaktadır ki, bunun da müsebbibi olarak haliyle belediye başkanını görmek gerekmektedir.

Mesela Tahir Akyürek, Dünya Birleşmiş Kentler ve Yerel Yönetimler Teşkilatı’nda “eşbaşkan” olan bir belediye başkanı olarak Dünya Kültür Pilot Şehri Konya oluyorsa, bu durum kent için büyük bir artıdır. Yüzlerce şehrin arasında Konya’nın “eşbaşkan” olması ayrı bir kazanımken, eşbaşkan olarak da kendi şehrine hizmet getirebilmesi veya kendi şehrinin miras yapısını, dünya gözünde değerlendirebilmesi büyük başarılardan biridir.

Şimdi ben bunu yazıyorum diye birileri çıkacak ve borçtan bahsedecek, belediye başkanıyla görüşemediğinden bahsedecek, evinin önündeki asfaltın güzel olmadığından, trafiğin çözümsüzlüğünden falan bahsedecek. Bunlara verilecek cevap çok basit ama bu tabii ki “bu cevaplar bana düşmez” diyerek bu tür gereksiz sorularınızı bana sormayın diyeceğim.

Çünkü ben belediye çalışmalarını, gelişmiş ülkelerdeki belediye çalışmalarıyla kıyaslayarak değerlendiriyorum. Ve Konya için bu değerlendirmeleri yaptığımda da diğer belediye başkanları gibi mevcut belediye başkanını da  gayet Konya’ya yaraşır ve yakışır buluyorum.

Uzun süredir yazmak istediğim bir şeyi de yani; Barış caddesindeki o kocaman döner kavşakların, gelişmiş ülkelerde trafik lambası kullanmak yerine yapıldığını bilmeyenlerin belediye çalışmalarını değerlendirmelerini de teorik manada yeterli bulmadığımı da belirteyim.

BU işin kolay yolunu söyleyerek yazıyı bitireyim: Yapılan bir belediye çalışmasında merak ettiğiniz veya beğenmediğiniz, eleştireceğiniz bir durum varsa; önce gelişmiş ülkelerdeki uygulamaları kontrol edin. Ondan sonra eleştirmeye geçin. Çünkü bazen “bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olunca” sonuca ulaşmak kolay olmuyor.