“Türkiye yüzde 99’u Müslüman olan bir ülkedir”. Bu “beylik” sözü her zaman duyarız. Yani bu söze de aslında itiraz etmeyiz.

Müslüman demek, malumunuz “teslim olan” demektir. Ama bilmediğiniz bir şeye nasıl teslim olursunuz? Önce neye teslim olacağımızı öğrenmemiz gerekir.

Burada kalkıp da dini vaaz verecek durumda değilim ama bazı temel ilkeleri de herkesin bilmesi gerektiği kanaatindeyim.

“Bizim toplumumuzda İslam ile gelenek çatışması bariz bir biçimde ortadadır. İslam'ın kendi kuralları vardır. Gelenek bu kurallara uyuyor ise yerinde kalabilir, uymuyor ise gitmek zorundadır. Burada gitmesi gereken Allah'ın kuralları değil, gelenektir. Gelenek giderse.' Bir şey değişmez, İslam'dan olan giderse o zaman Allah'ın rızası da gider. Din sahibi olmanın, kimlikte "İslam dinindendir" yazmasının dışında bir anlamı kalmaz.”

Şimdi baktığımızda birçok, kendisine “Müslümanım” diyenin aslında geleneksel anlamda sadece babası, annesi Müslüman olduğu için Müslüman olduğunu aksi halde bu konuyla ilgili hem bir şey bilmediğini hem de bu konuyu araştırmaya gerek duymadığını görürüz.

VE işte bu gelenekselciliğin vardığı veya varacağı yer de tipik bir “ruhban sınıfı” örneğidir. Bir dünya hacı-hoca çıkar, diğerlerinden farkı sadece belki Kuran’ı okumuş olmalarıdır. Veya Arapça biliyor olmalarıdır ve binlerce insan da bunun arkasından gider. O ne derse onun yapmaya kalkar. Ondan sonra toplum içerisinde imamlar kutsal kişiler olarak algılanır ve bir bakmışsınız zaman içerisinde “imamların” oluşturduğu bir sınıf ortaya çıkarak “para verirseniz ölünüzü yıkarız, para verirseniz salanızı veririz, para verirseniz her şey olabilir” gözüyle bakmaya başlar.

Hatta daha da ilerisini söyleyeyim. Bir bakarsınız bunun vardığı sonuç, işte çocuklara güya din öğreten hocanın, o çocuğa tecavüzüne ve de daha sonra da “bu olayları dışarıda anlatırsanız günah olur” metaforuna kadar gidebilir.

Yani gelenekselci anlayıştan kurtularak, yapılan şeyin nedenini, nasılını anlayabilmek aslında cehaletle de verilecek en güzel “cihattır”.

Bildiğiniz bir konuda kandırılmanız söz konusu olamaz. Ama bilmediğiniz konuda her türlü olumsuzluğa maruz kalabilirsiniz.

Artık bir an önce gelenekselci yaklaşımdan kurtulup, öze inip, kendi içimize yönelmenin tam da vaktidir. O zaman ortada bu şekilde bir tartışma da kalmayacaktır.