Yüreklerimizin kapılarını açalım
Müslüman bir birey olarak, merhamet duygusunun kalplerimizde önemli bir yer alması gerekmektedir. Merhamet duygumuzu sadece kendi çocuklarımıza değil sokaklarda yaşamak zorunda kalanlara da uygulamalıyız.
İçinde bulunduğumuz kış mevsiminde sokakların kimliksiz ve kimsesiz yurttaşları olan sokak çocuklarına da gerekli merhametle yaklaşmalıyız. Sokak çocuklarına bir sokak kedisi gibi bakmamayı ne zaman öğrenirsek o zaman sokaklarımız daha güvenilir olacak ve yeni sorunlar doğmayıp huzurlu olarak yaşayacağız.
Sokaklarda kendi halinde yaşayan, ailelerinden ilgisiz ve sevgisiz olarak büyüyen, tiner çekerek onu bunu gasp eden,kiminin parasını çalan,etrafa zarar veren çocuklarımızı topluma kazandırmak bize düşen insani ve asli görevlerden biridir.
Son yıllarda devletimiz sokak çocukları ve bağımlı çocuklar için gerekli hassasiyeti göstermektedir. Ancak bu sorun sadece devletin katkısı ile çözülemez. Bu sorun hepimizin ortak paydasında var olan bir sorun.
Mevlana Hazretlerinin dediği gibi “Şefkat ve merhamette güneş gibi ol,hiddet ve asabiyet de ölü gibi ol”.Sevgi ve merhamet Mevlana düşüncesinin merkezidir.Mevlana’nın sevgisi ise evrenseldir. Irk,dil,din ayrımı yapmadan herkesi kapsamaktadır.
Yaşadığımız sürece hiçbir canlıya kapılarımızı kapatmayalım. Allah’ın yarattığı insan ise merhametimizi esirgemeden el uzatalım. Evlatlarımızın,geleceğimizin, yarınlarımızın elinden tutarak sokak çocuklarını da topluma kazandıralım hep beraber.Evlerimizin kapılarını hep sonuna kadar kapattık ya şimdi yüreklerimizin kapısını sonuna kadar açmaya ne dersiniz ?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.