Trump’ın Grönland isteği ve bizimle ilgisi
Hayat akıp giderken, dünyada da gündem sürekli olarak değişiyor. Dünyadaki gelişmelerden çok da uzak kalmamak lazım. Neticede yaşanan her türlü gelişme bir şekilde güzel ülkemiz Türkiye’mize dokunuyor. Bu dokunuş genellikle ekonomi üzerinden oluyor…
Son birkaç gündür en çok konuşulan konulardan biri ABD Başkanlığı’na seçilen Donald Trump’ın Grönland çıkışı oldu.
Öncelikle bilinmesi gereken bir iki nokta var. Bilmeyenler için belirtmiş olayım. Dünyanın en büyük adası olan Grönland, Danimarka’ya bağlı ve özerk statüsü olan bir yer. Nüfusu da 60 bine yakın.
Grönlandlıların son birkaç yıldır Danimarka’dan “özerklik sınırlarımızı genişletin” şeklinde talepleri var. Uluslararası iş birlikleri yapmak ve adım adım da bağımsız olmak istiyorlar.
Yakın dönemde Grönland’ın, Çin ile iş birliğini geliştirmek istediği de biliniyor.
Avrupa Birliği de Grönland’ı önemsiyor. Geçtiğimiz aylarda Grönland, Danimarka ve AB arasında iklim konusu başta olmak üzere birçok konuda anlaşmalar imzalandı.
İskandinavya’da şu iddialar gündeme gelmişti; Çin, Grönland’a talip olmuş ve ada için yüksek bir para teklifinde bulunmuş. Danimarka bu teklifi düşünürken, ABD hükümete adayı Çin’e satmamaları yönünde ‘telkinlerde’ bulunmuş ve Danimarka, Çin’in teklifini reddetmiş. Hatta ABD’nin, “Grönland’ı alırsam ben alırım, başka kimseye ve bilhassa Çin’e satamazsın” dediği bile öne sürüldü.
Bölgede görev yapan gazeteci arkadaşlara “Rusya bu işin neresinde, onlar da talip mi?” diye sordum. “Ruslarda para yok. Ayrıca İskandinavya’da Rusya’ya karşı halk nezdinde bir nefret birikmiş durumda” denildi.
Hem, Çin’e satamayan Ruslara satabilecek mi? Bizimki de soru işte…
Trump, ABD’nin Grönland’a ihtiyacı olduğu ve Danimarka’nın adadan vazgeçmesi gerektiği yönünde açıklamalarda bulundu. Danimarka Başbakanı Mette Frederiksen de buna karşılık “Bu absürt bir talep” gibisinden yanıt verdi. “Ada satılık değil” diyorlar yani.
Şimdi, bazıları “Grönland’dan bize ne?” diyebilir. Şöyle söyleyeyim, Türk dünyanın her yerinde. Nüfusu az olan ve yakın zamana kadar buzulla kaplı –iklim değişikliğinden dolayı artık değil- bir adada bile Türk yaşıyor.
Milli futbol maçı yaptığımız Faroe Adaları ile ilgili “Adını bile duymadığımız ülke” diyorsunuz ya, hah işte orada bile Konyalı yaşıyor…
Dolayısıyla onların başına gelen, gelecek, yaşadıkları ve yaşayacakları her türlü gelişme bizleri yakından ilgilendirir ve ilgilendirmelidir.
Gelişmeler ABD’nin yeni dönemde Ortadoğu için çok büyük harcamalar yapmaktan kaçınacağını da gösteriyor gibi.
Bakalım, neler olacak.
Esenlikler…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.