Emel Şerife Hasçağan

Emel Şerife Hasçağan

Siyaset soba gibidir

Siyaset soba gibidir

Bazı insanların, iyi köşe yazılarının ve hatta iyi haberlerin ancak ve ancak siyasi konulardan seçilmiş yazılar olduğuna dair düşünceleri var. Politik bir konu üzerine haber yapmayan, köşe yazmayan şahsiyetler iyi bir yazar veya gazeteci değildir onlara göre. Bu doğru, yanlış demiyorum. Durum tespiti yapıyorum…

Siyaset. Bu kelime çok da sevdiğim bir kelime değil. ‘Türevlerini’ de sevmiyorum. Bundan dolayıdır ki siyaset genel olarak uzak durduğum bir alan. Fakat şöyle de bir benzetme yaparım; Siyaset, soba gibidir. Yaklaşır ve elini, ayağını değdirirsen yanarsın. Uzak durursan üşürsün. Ancak bazı ‘değişikler’ de var ki onlar sobanın üzerine oturur. Ben elimi değmemeyi tercih ediyorum genellikle…

Millete soruyorum; Sizler, yıllardır aynı söylemleri duymaktan sıkılmadınız mı gerçekten? Bıkmadınız mı 2022’nin dünyasında başörtüsü tartışmalarından? Hain terör örgütü üzerinden yapılan siyasetten usanmadınız mı? Şimdi bunları böyle soruyorum, çekmeyin sağa sola. Ben kendimi bildim bileli bu ve bunun gibi konular üzerinden tartışmalar yürüyor. “Türk diye bir ırk yoktur” diyenler bile çıkıyor, alakasız bir şekilde. Onlar da gündemde kalıyor. “Kimse de çıkıp, ‘bu işleri artık çözün, bu konularla ilgili artık tartışıp durmayın. Yıllardır aynı konuları tartışıyorsunuz, ülkenin daha hızlı bir şekilde ilerlemesinin önüne geçiyorsunuz’ diye sormuyor” diye düşünürken bir anda Türk tarihi geldi aklıma.

“Şimdi nereden çıktı bu tarihe giriş” demeyin, bir müddet aklınızdan geçenleri susturun. Bazı hocalarımız, “Türklüğün güncel sorunları” ve türevi başlıklarda fikir beyan ediyorlar divanda, dergahta, programlarda vesaire yerlerde. Şöyle bir düşünün, Türklüğün, Türk milletinin güncel sorunu falan yok. Türk’ün sorunu ilk devleti kurduğunda neyse bugün de aynı. Bunu da hakaret olsun diye söylemiyorum.

Mesela; İçeride ve dışarıda düşmanlar o zamanlar yok muydu? Vardı. Şimdi yok mu? Var.

Türk devletlerinde hiçbir zaman liyakatsizlik görülmedi mi? Görüldü. Birçok örneği de var.

Devletin gerçek sahipleri olan millet, memleketin ‘ırmağının akışına, mavi boncuk takışına’ ölürken, iktidarda olanlar veya iktidara yakın olanlar nelerle uğraştı? Örnekler yok mu? Var.

Örnek çok. Kendimize her ne kadar konduramasak da, ulu orta çıkıp bunlardan konuşmasak da bu böyle.

Bunları da ‘karalamak’ için anlatmadım. Devlet, bizim devletimiz. Millet zaten biziz.

Anlatmaya çalıştığım; siyasilerden daha fazlasını istemeliyiz milletçe. Ancak bunu yapmıyoruz. Fakat yapmamız da lazım. Seçimler hiç kimse için, hiçbir parti için çantada keklik olmamalı. Oy verme tercihlerimizi etkileyen faktörlerin üzerine düşünmemiz gerekiyor.

Saygılar, esenlikler…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Emel Şerife Hasçağan Arşivi
SON YAZILAR